‘TÜRKİYE VE RUSYA'NIN DİPLOMATİK BAŞARISI'
Mackovik, "Rus yönetiminin NATO'ya üye olan Türkiye için de kabul edilebilecek türden önerilerde bulunma kabiliyeti ilgi çekici. Eğer Rusya ve Türkiye silahlardan arındırılmış bölgenin garantörleri olursa, bu bölgedeki sivil halk açısından durumunun önemli ölçüde iyileşeceği söylenebilir. Her iki taraf silahlardan arındırılmış bölgede barış sağlamak için yeterli imkânlara sahip. Anlaşmaya istinaden bölgeden ağır askeri araçlar çekilecek, çeşitli aşırıcılık yanlısı gruplarda yer alan ‘kasaların' hareketinin önemli ölçüde sınırlandırılacağı düşünülebilir" diye konuştu.
‘DEMOKRASİ ELÇİLERİNİN SALDIRI KURGULAMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİ KALMAYACAK'
"Şu anda Rusya ve Türkiye, eleştirilmesi zor bir adım atıyor. ‘Demokrasi elçilerinin', ana akım medyasının Şam ve Moskova'ya yönelik eleştirel bir tutum sergileyen kamuoyu oluşturmak için tiyatrovari bir kimyasal saldırı kurgulamaktan başka seçeneği kalmayacak. Elbette ki silahlardan arındırılmış bölgenin kurulması, bölgedeki çatışmanın çözüme kavuşturulmasına katkısı olacak" diyen uzman, sözlerine şöyle devam etti:
"Rusya, Washington'un çıkarlarını dikkate almadan kendi egemen dış politikasını yürütüyor. Batı, uluslararası politikaya yönelik yaklaşımıyla 50'lerde takılıp kaldı. Batı felsefesine göre Rusya, ordusunun Amerikan ordusundan önce girdiği herhangi bir ülkeyi işgal etmiş oluyor."
Mackovik, "Türkiye, bölgede nasıl bir etkisi olduğunun bilincinde, bununla birlikte dünyanın en güçlü ordularından bir tanesine de sahip olduğunu anlıyor. Bugün bu iki ülke birçok konuda birbirilerine yardımcı oluyor. Türkiye kendi çıkarlarını öne çıkarmaya başladı. Diğer yandan Türkiye toprakları ve ordusu, NATO'ya son derece gerekli. Batı'nın uluslararası politikanın her iki aktörünü eleştirmesi, sıklıkla aklın sesini dinlemeden hareket etme alışkanlığı" ifadelerini kullandı.