Ondokuz Mayıs Üniversitesi Havacılık ve Uzay Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni (UZAYTEM) ziyaret eden Tüfekçi, son yıllarda savunma sanayi alanında Türkiye'de yaşanan gelişmelere dikkat çekti.
Türkiye'nin son 15 yıldır savunma sanayinde kaydettiği gelişmelerle adından söz ettiren bir ülke haline geldiğini belirten Tüfekçi, savunma sanayisinde milli projelerin devam ettiğini söyledi.
Bu projelerden birinin de Milli Muharip Uçak Projesi olduğunu ifade eden Tüfekçi, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen projeyle, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan ve 2030'lu yıllardan itibaren kademeli devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek yurt içi imkan ve kabiliyetlerle tasarlanan modern uçakların üretilmesinin amaçlandığını dile getirdi.
Milli Muharip Uçak Projesi'nin, "F-35 projesinde sıkıntı yaşanır veya yaşanmaz" düşüncesinin tamamen dışında geliştirilen bir proje olduğunu belirten Tüfekçi, şöyle devam etti:
"Mili Muharip Uçak Projemiz, 'F-35 projesinde sıkıntı yaşarız veya yaşamayız, oraya tamamen bağımlıyız' düşüncesinin tamamen dışında, bu teknolojilere kendimiz hakim olmamız gerektiği düşünülerek başlatılmış bir projedir. Proje gayet de iyi gidiyor. İnşallah kendi muharip uçağımızı yapacağız. Burada bizim stratejik planımızda da belirttiğimiz, teknolojik derinlik ve küresel etkinlik teması önemli. Biz dışarıya teknoloji anlamında bağımlı olmak istemiyoruz. Zaten teknolojiniz elinizde olduktan sonra istediğiniz şeyi istediğiniz yere ürettirebiliyorsunuz. Altyapımız olmasaydı bu cesareti kendimizde bulamazdık. Tabii bu altyapının seviyesi, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında nerededir ayrı bir tartışma konusu ama bizim ciddi bir altyapımız var. Bu altyapıyla savunma sanayini bugünlere getirdik zaten."
Tüfekçi, Milli Muharip Uçağı'nın ilk prototip uçuşunu 2023'te yapmasını hedeflediklerini söyledi.
Tüfekçi, "5 yıl gibi çok az süre kaldı. Uçağın, bütün özelikleriyle altıncı nesil bir savaş uçağına dönüşmesi belli bir süreç alacaktır ama bu yola baş koyduğumuz için bunu da layıkıyla ve beklediğimizin de ötesinde hızlı şekilde yapacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
İhracat hedefleri de bulunduğunu anlatan Tüfekçi, şunları kaydetti:
"Birincil olarak kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere bunu yaptık ama savunma sanayinin maliyet etkin olabilmesi için illaki ihracat yapmanız gerekiyor. İhracat planı en baştan beri vardı. Kendi ihtiyaçlarımız için sınırlı sayıda gemi yapmak, uçak yapmanın maliyetleri yükselteceği aşikar ama aynı zamanda şöyle düşünmek gerekiyor, bu teknoloji elinde olan ülkeler size bunu vermiyorlar. Maliyeti ne olursa olsun biz bunu yapmaya baş koymuştuk ama en başından beri ihraç etmek ve buradan da gelir elde etmek, üretim sayısını artırarak fiyatı düşürmek hedefimizdi."
Teknolojide dışa bağımlı olmak istemediklerini yineleyen Tüfekçi, "Başlatılan milli teknolojileri geliştirme kapsamında MİLGEM, Atak helikopterimiz, Anka insansız hava aracı, Altay tankı gibi markalar bugün hayat bulmuştur. Bu müthiş bir siyasi iradenin, çalışkan Türk mühendislerinin gayretleriyle ortaya çıkan sonuçtur. Sayın Cumhurbaşkanımıza 5 yıl önce, T625 helikopterinin 6 Eylül'de sabah saat 6.00'da uçacağı sözünü vermiştik. Bugün sözümüzü tutabildik" dedi.