ÖZTUTAN: ŞANTİYE İÇİNDE YAN YANA GELMEK MÜMKÜN DEĞİL
Üyelerimiz orada iş cinayetlerinin çok yoğun olduğunu söylüyor. Bakanlığın açıkladığı verileri referans alırsak 27 işçinin iş cinayetine kurban gittiğini söylediler. Bu 3,5 yıl olarak belirtildi. Bu rakam açıklandıktan sonra yeni rakam 35 oldu. Biz bunun daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Bazı ölümler şüpheli ölüm olarak kaydediliyor iş kazası olarak konuşulmuyor. İşçilerimiz binlerce kilometre öteden gelmiş, yaşamak için çalışmak zorunda. Firma ödeme alamadık deyip ödeme yapmayı reddediyor. Maaşlar hesaplara tam olarak yatmıyor, sigorta primini az vermek için asgari ücretten veriliyor. İşçilerin çocuk parası dediğimiz para işçilere ödenmez. Maaş bordrosunda gösterilir ama inşaat işçisiyle aylık değil yevmiye üstünden çalışıldığı gösteriliyor.
ÇERKEZOĞLU: GÖZALTINA ALINANLAR AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
"Şantiyede Cuma sabahtan itibaren yaşanan servis kazasından sonra işçilerin talep bile denemeyecek olan bazı taleplerle direnişe geçtiğini yaşadık birlikte. DİSK'e bağlı Devrimci Yapı-İş Sendikası üyeleri var orada. Birtakım görüşmeler gerçekleştirildi. Doğal ve insani hakları ve yasal yükümlülüklerini istediler. Korunma tedbirlerinin alınmasını ve kıyafetlerin verilmesini, maaşların elden ödenmemesini istediler. Burası çok büyük bir şantiye yemekhane ve banyoların temizlenmesini istediler. Türkiye normal bir ülke olsaydı binlerce işçinin haklarını istediği bir yerde buraya çalışma bakanlığı iş müfettişlerinin gelmesi sağlanırdı. Ama bu böyle olmadı. İşçilerin haklı taleplerine iktidarın yanıtı TOMA, jandarma ve polislerin biber gazı oldu. Kapılar gece yarısı kırılarak baskınlar yapıldı.
Şu ana kadar çalışma bakanıyla temasımız olmadı. Bir sorunların çözülmesini adımlar atılmasını bekledik. Çünkü ortadaki talepler son derece doğal. Hep tersi bir tutumla karşılaştık. Bugün bakanla konuşmaya çalışmak istiyoruz. Yapılması gerekenler açık ve net. Daha önce bunu Torunlar firmasının yaşattığı asansör faciasında görmüştük. Bu sorunu çözmek hükümetin görevidir. Biz çözüme hazırız sendika olarak.
Saatlerce servis bekleyen, can güvenliği sorunlarıyla boğuşan insanlık dışı ortamda yaşayanların bu gösterileri yapması anayasal bir hak. Bununla bir kanaat oluşturmaya çalışmak doğru değil. Açılışa az bir zaman kala eylem yapıldığını söylemek doğru değil. Aylardır eylemler yapılıyor ve kamuoyuna yansıtılmaya çalışılıyor. 31 Ocak'ta servisler için eylem yapıldı, birkaç ay önce ücretler için vinçlerin üstüne çıkıldı. Oradaki inşaat daha yıllarca devam edecek. Oradaki haksızlığı hukuksuzluğu ortadan kaldırmak gerek. 200 tane taşeron şirket, 700 adet alt şirketler orada hizmet veriyor. Sorun son derece açık ve net. Bunun çözülmesi gerekiyor. Gözaltı ve baskıların son bulması gerekiyor. Gözaltı sürecinde yaşananlar da manidar. Valilik kararıyla avukatlarla görüştürülmesi yasaklandı arkadaşlarımızın."