Bazı ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelen Akar, uluslararası güvenlik ve istikrarın önemli risklerle karşı karşıya kaldığı bir dönemden geçildiğini belirtti.
Türkiye'nin sadece Suriye ve Irak'ın değil tüm komşularının toprak ve politik bütünlüğüne saygılı olduğunun altını çizen Akar, "Ancak bu ülkelerden ülkemize saldırı gerçekleştirilmesine sessiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız" dedi.
'BÖLGENİN BOMBALANMASI, RADİKALLEŞMENİN ARTMASINA NEDEN OLUR'
"İdlib yeni bir krizin eşiğinde. Rusya, İran ve müttefiklerimizle bölgeye barış ve istikrarın getirilmesi ve insani bir dramın engellenmesi için yoğun çalışıyoruz. İdlib'de herhangi bir askeri operasyon zaten problemli olan bölgeyi bir felakete sürükler. Belirsizliklerin hakim olduğu bu dönemde ülkelerimiz arasındaki iş birliğini geliştirmeye büyük önem vermeli ve bu konuda istekli olmalıyız. Sadece birlikte hareket ederek hem bölgedeki hem de dünyadaki problemlere barışçıl çözümler bulabiliriz. Bazı ülkeler 'kimyasal silah kullanılırsa tepki vereceklerini' dile getiriyorlar. Ancak insanların sadece kimyasal silahlarla değil, konvansiyonel silahlarla da öldürülmesine karşı çıkmalıyız. Önemli olan radikallerle muhaliflerin ayrıştırılması. Bu da zaman alacak bir süreç. Bölgenin bombalanması sadece sivillerin zarar görmesine ve göç etmelerine değil, radikalleşmenin de artmasına neden olur."