Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Pahon, Türkiye'nin İdlib halkını korumak için buraya Özgür Suriye Ordusu'ndan (ÖSO) 20 bin kişi göndermeye hazırlandığına ilişkin haberleri de değerlendirdi. Pentagon Sözcüsü, "Türkiye'nin güney sınırında kendi güvenlik kaygılarını gidermek için atacağı adımlara saygı duyarız" dedi.
'ANKARA'NIN YOL HARİTASI ŞİKÂYETİNİ BİLİYORUZ'
Çamlıbel'in soruları ve Pahon'un verdiği yanıtlar şöyle:
— Türkiye'nin İdlib halkının güvenliğini sağlamak için 20 bin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçısını buraya göndermeye hazırlandığı yönünde haberler var. ABD'nin bununla ilgili çekincesi olur mu?
Bu onların üstesinden gelmeye çalışacağı bir felaket olacak. Bizim nihai amacımız binlerce insanın ölmesinin ve yerlerinden edilmesinin önlenmesi. Bunların yaşanması Suriye'deki genel durumun daha da kötüleşmesine neden olur. El Kaide ve diğer aşırıcı gruplar genelde bu tür durumları kendi nüfuz alanlarını genişletmek için kötüye kullanıyor. Ve İdlib bölgesinde bazı El Kaide cepleri olduğunu biliyoruz. Orası sonuçta Türkiye'nin güney sınırı ve burada yaşananlarla ilgili kaygıları var. Ne yapmaları gerektiğine kendileri karar verecek. Zaten İdlib'de bir şey yaşanmasa bile Türkiye'nin güney sınırında radikaller ve sığınmacı akışı nedeniyle zaten pek çok sorunu var.
Dolayısıyla da kendi sınırlarında güvenliği nasıl sağlama arzusunda iseler buna saygı duyarız."
Olası bir tampon bölgenin sınırlarını belirlemek onların kendi kararı. Bu bizim söyleyebileceğimiz bir şey değil. Eğer Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak için yapması gereken buysa ve bunu yaparken bizim faaliyetlerimize engel olmuyorsa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok."
— Ankara'nın Suriye sınırındaki hangi hamlesi ABD açısından kırmızı çizgi olur?
Bizim açımızdan sorun eğer kendi adamlarımız ya da birlikte çalıştığımız güçler tehlikedeyse ortaya çıkıyor. Ama Menbiç'te bu konuyu da çözmek için çalışıyoruz. Biliyorsunuz bir dönem orada gerilim vardı. Gerçi Türkiye'nin bugün orada gerekeni yapmadığımızı söylediğini biliyorum.
'MENBİÇ ASKERİ KONSEYİ İŞLER DURUMDA'
— Evet, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ABD'nin Menbiç için geçen haziranda iki ülke arasında onaylanan yol haritasının uygulanmasını savsakladığını söyledi.
— Bahsettiğiniz işin teknik boyutu, bir de yönetim boyutu var ki Türkiye, Menbiç Askeri Konseyi'nin yeniden yapılandırılmasının yol haritasının bir parçası olduğunu söyleyegeldi. Menbiç Askeri Konseyi ne oldu?
Hâlâ işler durumda.
— Aynı kişilerle mi?
Bu da Türkiye ile üzerinde çalıştığımız konulardan biri. Türkiye Menbiç Askeri Konseyi'nde PKK'lıların olduğunu söylüyordu. İçinde bulunduğumuz uzun süreç bu elemenin yapılacağı süreç. Onların kötü adam dediklerini çıkartıp iyi olanları tutma süreci. Bu yapının içini tamamen boşaltmak istemiyoruz. Herkesin beraber çalışmakta mutabık olacağı kişilerin kimler olduğunu tespit etmemiz lazım. Bu süreç üzerinde henüz çalışma aşamasındayız."
— İki hafta önce ABD Genelkurmay Başkanı Dunford, Menbiç'teki tüm YPG/PYD unsurlarının çekildiğini söylemişti. Demek ki tam olarak öyle değil.
General Dunford bölgenin güvenliğini sağlayan üniformalı YPG'lileri kastetti. Menbiç Askeri Konseyi'nin yüzde 60'ı Arap, geri kalan yüzde 40'ın içinde Kürtler de var. Türkler, bu kişilerin PKK ya da PYD üyesi olmadığından emin olmak istiyor.
— Bu süreç Türk ve ABD askerleri Menbiç'te ortak devriyeye başladıktan sonra mı tamamlanacak?
Bakın, yol haritası beraber çalışabilmemiz için genel bir anlaşmaydı ve biz şimdi bundan sonraki adımları inşa ediyoruz. Öngörülebilir bir gelecekte Türkler Menbiç'e girmeyecek. Şehir merkezi içinde olmayacaklar.
— Ama Türk tarafı hep başından beri ‘Menbiç'in güvenliğini Amerikalılarla birlikte biz sağlayacağız' dedi. Yol haritası uyarınca durum bu değil mi?
Türkler şehrin içine gelmeyecek.
— O zaman anlaşma Türk askerlerinin sadece şehrin dış sınırında devriye yapmasını mı öngörüyor?
Ortak devriye şehir merkezinde olmayacak, şehrin dışında olacak.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.