CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, gündemi değerlendirdiği basın toplantısında, bugün gelinen noktada Türkiye'nin Suriye'de İdlib etrafında düğümlenen çıkmaz karşısında sıkıştığını söyledi.
Suriye rejiminin İdlib'de bir hareket başlatmasının büyük bir insani trajediye yol açacağını ifade eden Çeviköz, bunun sadece bölgede yaşayan sivil halkın güvenliğini tehdit etmekle kalmadığını aynı zamanda TSK'nın bölgede kurulan gözlem misyonlarındaki varlığına karşı da ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Çeviköz, böyle bir tehdidi bertaraf etmenin yolunun da aktif bir diplomasi faaliyetinden geçtiğini söyledi.
'UMARIM İLK İFADELERİNDE SÖYLEDİKLERİ DOĞRUDUR'
CHP'li Çeviköz, MİT tarafından Suriye'nin Lazkiye kentinde yakalanarak Türkiye'ye getirilen Reyhanlı saldırısının planlayıcısı Yusuf Nazik'in saldırının talimatını Suriye istihbaratından aldığına yönelik açıklamalarına ilişkin soruyu da yanıtladı.
Önemli sorunların, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren ve güvenlik meselesi haline gelen sorunların çatışmacı yöntemlerle değil diplomasi diliyle çözülmesinden yana olduklarını vurgulayan CHP'li Çeviköz, "Burada da Suriye rejimi ile herhangi bir diyaloğumuzun olmamasını büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Bunu özellikle altını çözerek vurguluyorum" diye konuştu.
'ADANA MUTABAKATI'NIN RUHU VE ANLAYIŞI DEVAM ETSEYDİ…'
1998 Adana Mutabakatı'nın 2011 yılında o dönem Başbakan olan Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında yenilenerek yeniden imzalandığını belirten Çeviköz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Gazetecilerin, Yusuf Nazik'in saldırının talimatını Suriye istihbaratından aldığına yönelik açıklamasının doğru olması halinde Türkiye'nin nasıl bir pozisyon alması gerektiğine ilişkin sorusu üzerine de CHP'li Çeviköz, "Eğer biz Suriye ile diyaloğumuzu kesmemiş olsaydık ve Suriye ile 2011 yılında tekrarlamış olduğumuz o 1998'den süren Adana Mutabakatı'nın ruhunu canlı tutabilseydik, iki ülke arasında karşılıklı olarak birbirlerine karşı herhangi bir terörist faaliyette bulunulmaması konusunda çok önemli bir işbirliği sağlayabilirdik. Bundan sonra aranması gereken böyle bir işbirliği ruhunun yeniden nasıl canlandırılacağı olmalıdır" dedi.
'EĞER BİR DİYALOĞUMUZ OLSAYDI DİLE GETİREBİLİRDİK'
Çeviköz, "Bu ifadeler doğruysa, Türkiye'nin buna bir karşılığı olması gerekmiyor mu ve Suriye istihbaratına bir yaptırım uygulanması gerekmiyor mu?" sorusuna da, "Suriye ile bizim ilişkimiz var mı, istihbarata bir yaptırım uygulayacak bir durumumuz var mı? Eğer bir diyaloğumuz olsaydı, bunları elbette diyalog olduğu zaman konuşabildiğimiz taktirde dile getirebilirdik. Şimdi bu şekilde afaki konuşmaya zemin teşkil edecek bir durum olmadığına göre bir diyaloğumuz olmadığına göre bu ifade kendi içinde bu şekilde kalmak durumunda. Biz onun için zaten Suriye ile tekrar 98 ruhunun canlandırılması gerektiğinin altını ısrarla çiziyoruz" yanıtını verdi.
'KATİ PİRİ'NİN CUMHURİYET GAZETESİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ YERSİZ'
Çeviköz, "Kati Piri'ye hepimiz tanıyoruz. Piri'nin Türkiye ile ilgili bazen doğru bazen haddini aşan, ileri giden açıklamaları oluyor. Ben Kati Piri'nin Türkiye'de basın özgürlüğünün ortadan kalkmış olduğunu vurgulamasını tercih ederdim. Ama belli bir gazeteye ve sadece bir gazeteye yönelik olarak eleştiri yapmasını da ben yersiz buluyorum" diye konuştu.