CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, TBMM'de yaptığı açıklamada ABD'nin İran'a yaptırımlarının yeniden başlamasını ve olası İdlib operasyonunu değerlendirdi.
'TRUMP YÖNETİMİ İSRAL'İN REHİNESİ HALİNE DÖNÜŞTÜ'
"Washington dünya politikalarını belirliyor ama Washington'u Tel Aviv belirliyor. Çünkü Ortadoğu'da ABD'nin atmış olduğu adımlar İsrail'in güvenliğini güçlendirmek ve ABD'nin çıkarlarını takip etmek amacı taşıyor. Ama öncelikli olarak İsrail'in gözüyle dünyaya bakış, Ortadoğu'ya, komşularımıza bakış buradaki istikrarsızlığın ana sebeplerinden birini teşkil ediyor."
'YAPTIRIMLAR ABD'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRMİYOR'
Yılmaz, bundan önce Rusya, İran, Kuzey Kore ve diğer ülkelere uygulanan yaptırımların da bir sonuç vermediğini, ABD'nin elini de güçlendirmediğini söyledi. Yılmaz, "Ama bu yaptırımlar hem bu ülkelerdeki halkın ABD'ye olan nefretini iyice artırmış hem de küresel gerginliklere yol açmış ve tabi ülkemiz de bundan etkilenmiştir" dedi.
Yılmaz, özellikle İran'ın petrol ihracatını dolayısıyla Türkiye'nin de ithalatını, Türkiye'nin ticaretini etkileyeceğini, İran ile iş yapan firmaları etkileyeceğini vurguladı. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz tekrar Zarrab, Halkbankası, Hakan Atilla ve Zencani'lerin olmasını istemiyoruz. Onun için hükümetin ciddi manada bu işlerin tedbirini alması önem ve öncelik taşıyor. İran ile ilgili bu yaptırım kararının bir süre sonra Türkiye ekonomisini de ciddi manada etkileyebileceğini söyleyebiliriz. Bu konuda tahminlerin yapıldığını biliyoruz. Ama şunu açıkça altının çizilmesi lazım. ABD ne Suriye'de ne Irak'ta ne Yemen'de ne Suudi Arabistan ile ilişkilerde ne de İran'la olan ilişkilerde artık yapıcı bir aktör olmaktan çıkmıştır. Adeta bölgedeki var olan bozuk düzeni de iyice darmadağın edip istikrasızlaştırmaya çalışıyor. Tekrar altını çizmek istiyorum. Washington'un politikaları İsrail tarafından belirleniyor ve Trump bugün Yahudi lobisinin kuklası haline dönüşmüştür. Bir süre sonra Trump'a da Yahudi Cesaret Ödülü'nün verilmesi bizim için sürpriz teşkil etmeyecektir. Maalesef İsril'in gözüyle Ortadoğu'ya bakma anlayışı ve bizim bölgemiz ve Türkiye için de olumsuzluklar ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığımızın ve ihracat bölümlerimizin ciddi bir çalışma yapması önem taşıyor."
'SINIRIMIZ GÜVENLİ DEĞİL, TERÖRİST UNSURLAR TÜRKİYE'YE KAÇARSA GÜVENLİĞİMİZ ALLAK BULLAK OLUR'
"Sınırımız güvenli değil. Eğer bu terörist unsurlar Türkiye'ye kaçarsa güvenliğimiz iyice allak bullak olacaktır. Türkiye'nin İdlib ile ilgili ciddi manada bu terör gruplarından uzak durması gerekir. Nusracılar ve diğer El Kaide bağlantılı grupların bölgede aktif olduğunu sağır sultan bile biliyor. Siz gerçeğin üstünü örtemezsiniz. Oraya yapılacak bir müdahalede sizin karşı koymanız terörü himaye ediyor görüntüsü ortaya çıkaracaktır. Bu da yanlıştır. Bu yanlışa düşmemek gerekir. Türkiye'nin İdlib ile ilgili stratejisini yeniden gözden geçirmesi bu bölgedeki terör unsurlarıyla, Suriye yönetimi ve Rusya ile ortak mücadeleye girişmesi ve kendi çıkarlarını en azından koruyacak bir noktaya gelmesi gerekiyor."
'İDLİB'DE TÜRKİYE, SURİYE VE RUSYA İLE KOORDİNE OLUNMALI'
Yılmaz, "Şu anda yapılması gereken Esad ile bunun koordinasyonunu yapmak. Bu terör unsurları Türkiye'ye de zarar verecektir, bunlar dünyanın başına bela olacaklardır, her ülkenin başına bela olduğu gibi. Bu koordinasyonu Rusya ve Suriye yönetimi ile birlikte yapılması lazım" dedi.
Yılmaz, Türkiye'nin Rusya ve Suriye yönetimi ile birlikte hareket ederek İdlib'teki terör unsurlarını birlikte temizlemesi gerektiğini vurgulayarak, "Yani bizim arazide iş yaptığımız unsurları eğer Rusya ve Suriye terör unsurları olarak görüyorsa burada bir sıkıntı vardır ki öyledir, bunun ciddiye alınması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Yaz döneminde şu anda Dera'dan ve aşağıdaki ceplerden Suriye ordusu önemli ölçüde ülkenin güvenliğini kontrol noktasına gelmiştir. Hatta şunu söyleyelim o bölgede PKK'nın bile Suriye tarafından kullanılması söz konusu olabilecektir. Türkiye'nin acilen bu konuda bir adım atması lazım" diye konuştu.