Yargıç Aydın: Kapitalizm hukuk ister, piyasa parti sözcüsünün eylem yasakladığını görünce yatırımı keser

Gözaltında kaybedilen ve yargısız infaza kurban giden insanların yakınlarının oluşturduğu Cumartesi Anneleri'nin 1995'ten bu yana süren eylemleri, geçen hafta sonu 700. kez yapılacaktı ancak güvenlik güçleri eyleme müdahale ederek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Cumartesi Anneleri'nin eylemine ilişkin önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan "Terör örgütlerine istismar ettirmeyeceğiz" açıklaması geldi. Soylu'nun eyleme katılanlara yönelik kullandığı 'paçoz' sözcüğü de tepki çekti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yürütme Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklama yaparken, Cumartesi Anneleri'nin eylemlerine de değindi.

Çelik, "Annelerin acısı üzerinden belli grupların burayı bir terör propaganda merkezine dönüştürmesi karşısında ortaya çıkan tedbirleri almak zorunlu olmuştur. Bundan sonra İstiklal Caddesi gibi yerlerde bu eylemlere izin verilmeyecektir. Bu tip yerlerde eylem yapmak isteyen AK Parti bile olsa müsade edilmeyecektir" dedi. Çelik'in parti sözcüsü sıfatıyla bir yasağı duyurması, tartışmaya yol açtı.

RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan eski YARSAV Genel Başkan Yardımcısı Trabzon Hâkimi Murat Aydın, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in sözlerini değerlendirdi.

'İÇİŞLERİ BAKANI VE VALİ İÇİN DE BİR AÇMAZA YOL AÇTI, AYM KARARLARINA AYKIRI HAREKET EDEMEZLER, GÖSTERİ DEVAM EDECEK'

"AK Parti sözcüsü sayın Çelik, bir parti sözcüsü olarak yaptığı açıklamayla zaten kendi partisinin mensubu olan İçişleri Bakanı ve vali için de bir açmaza yol açmış oldu" diyerek sözlerine başlayan Aydın, "Çünkü sayın İçişleri Bakanı ve sayın vali Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı bir karar vermeyeceklerine göre bu gösteri devam edecek. Keşke bu durum olmasaydı. Neden böyle? Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin pek çok yükümlülüğü ortada. 700 haftadır bu gösteri sürüyor. Sayın sözcü şöyle diyor; 2010'dan beri burası terör örgütlerinin ele geçirdiği bir platform oldu diyor. Ama benm bildiğim kadarıyla 2010'dan beri bu gösteriyle ilgili açılmış bir soruşturma ya da dava ya da hüküm yok. Öyle olsa bununla ilgili çoktan bir işlem yapılmalıydı" ifadelerini kullandı.

'SADECE YABANCILAR İÇİN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN İZİN ALMA ZORUNLULUĞU VAR, ORADAKİLERİN HEPSİ TÜRK VATANDAŞI'

Anayasada toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanımına ilişkin düzenleme olduğuna da dikkati çeken yargıç Aydın, "Anayasa ve 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili kanun gereği herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir. Sadece yabancılar için İçişleri Bakanlığı'ndan izin alma zorunluluğu var. Bildiğim kadarıyla o gösteride bulunanlar yabancı değil, hepsi Türk vatandaşı. Dolayısıyla onların izin almalarını gerektiren bir durum yok" diye konuştu.

'DEMOKRATİK TOPLUMUN EN ÖNEMLİ UNSURU İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR'

Demokratik toplumun en temel unsurunun ifade özgürlüğü olduğuna değinen Aydın, "Bunun en temel iki görünüş biçiminden birisi basın özgürlüğü ise ikincisi toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğüdür. Yoksa kişilerin kendi aralarında yaptıkları sohbetlerin ifade özgürlüğü ile ilgili çok bir değerlendirmesi yoktur. Önemli olan kamuya açık değerlendirmelerdir" dedi.

'KAPİTALİZM DEDİĞİNİZ ŞEY HUKUK İSTER'

Aydın, ifade özgürlüğünün önemini vurgularken, ekonomide yaşanan dalgalanmaya da vurgu yaparak, "İfade özgürlüğü neden önemli bizim için? Kapitalizm, piyasa dediğimiz şey hukuk ister. 700 haftadır süren bir eylemi bir parti sözcüsü bir günde yasaklayıp terör örgütü faaliyeti haline getiriyorsa yarın sizin yatırımınızı da bir günde kapatabilirler demektir. Bunu böyle görür piyasa, bunun için de yatırım yapmaz" ifadelerini kullandı.