İYİ Parti'de Başkanlık Divanı, kongre sonrası ilk toplantısını yaptı. Toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Kavuncu, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantıda birçok konunun ele alındığını belirten Kavuncu, ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle ülkemiz ekonomisi son derece kırılgan bir hale gelmiştir. Bu gerçek artık saklanamamaktadır. Ekonomideki kırılganlığı sadece dış mihraklara bağlamak; sorunların kaynağına inmemek ve daha da büyümelerine sebep olmak demektir. Türkiye, stratejik konumu nedeniyle her zaman önemli bir ülke olmuştur ve gelecekte de önemli bir ülke olmaya devam edecektir. Dış mihraklar da her zaman var olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. Tüketen değil üreten, israf eden değil tasarruf eden, betonlaşmayla değil sanayileşme ile büyüyen, insan kaynağını iyi eğiten ve liyakate göre değerlendiren, güçlü kurumlara sahip hiçbir ülke ekonomisi dışarıdan gelecek tehditlerden etkilenmez. Diğer taraftan; borçlu, her anlamda dışa bağımlı, üretmeye değil tüketmeye alıştırılmış, tarımda bile kendine yetemeyen bir ekonomi ise dış mihrakların etkisinden kaçamaz. Dış mihrakların, özellikle ekonomi alanında işini kolaylaştıran en elverişli yönetimler, tek adam yönetimleridir. Kuvvetler ayrılığının olmadığı, güçlü parlamentoya sahip olmayan ve kurumları işlevsiz hale getirilmiş ülkeler, dış etkilerden en çok etkilenen ülkelerdir."
'UMARIZ Kİ ÜLKEMİZİ IMF KAPILARINA DÜŞÜRMEZLER'
"Parlamento adeta etkisiz hale gelmiştir. Ekonomide şu anda yaşamakta olduğumuz sıkıntılar, her türlü sorunu çözeceği vaadiyle halkımıza kabul ettirilen bu yeni yönetim sistemin bir sonucudur. Üzülerek görüyoruz ki, iktidarın tamamen dış mihraklara bağlayarak sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştığı mevcut ekonomik durum, şayet acil ve radikal bazı tedbirler alınmazsa, ülkemiz tarihindeki en uzun süreli ve en derin ekonomik krizin yaşanmasına sebep olacaktır. Uzun zamandır uygulanan yanlış ekonomik politikalar sebebiyle özel sektörün sırtında birikmiş olan muazzam döviz borcu, korkarız ki, önce devlete yıkılacak, sonra da bu borcun tamamı artan fiyatlar, düşen gelirler, kaybedilen işler ve yükselen vergiler vasıtasıyla vatandaşımıza ödettirilecektir. Yanlış ekonomi politikaları ile bu borçların birikmesine sebep olanlar ise ne yazık ki hiçbir bedel ödemeyeceklerdir. Umuyoruz ki, daha dün 'IMF'ye borç verdik' palavrasıyla övünenler, yakında ülkemizi yine IMF kapılarına düşürmezler ve IMF'nin yazdığı ağır reçeteleri uygulamaya koymazlar."
'KANUN ÖNÜMÜZE GELSİN DETAYLI AÇIKLAMAYI YAPARIZ'
"Şimdi kanun önümüze gelsin, bütün detaylar önümüze gelsin o zaman tartışırız. Söylediğiniz gibi birçok soru işareti var. Af kapsamına kimlerin girmeyeceği vurgulanıyor, fakat kimlerin gireceğinin dillendirilmesi, söylenmesi, kamuoyunun bu konuya nasıl yaklaştığı alakayla tepkiyi görmek açısından çok daha önemli. Uyuşturucu kaçakçılarından tutun da, mafya liderlerine kadar bu af kimleri kapsayacak? Bunun yanında tartışılan başka bir yöntem de var. İşte kısmi af deniliyor. İnfaz sürelerinin kısalmasıyla alakalı. Tüm bunları görmeden bizim bu konuyla ilgili net bir yorum yapmamız şu aşamada mümkün değil. Kanun önümüze gelsin, detayları görelim, ondan sonra gerekli açıklamayı yaparız."