Kurum, "Türkiye İçin Kazanç Vakti" sloganıyla gayrimenkul alanında hayata geçirilecek kampanya ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, gayrimenkul sektörünün Türkiye'nin ekonomik şartlarında üzerine düşeni her zaman yerine getirdiğini, bunun da bir fedakarlık kampanyası olduğunu anlattı.
Kurum, "Biliyorsunuz ülkemiz ekonomik bir kuşatmayla karşı karşıya. Güçlü bir ülkeyiz. Ne kadar zor şartlar altında olursa olsun ülkemiz büyümeye devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın çağrısına karşı milyonlarca vatandaşlarımız dövizlerini bozdurarak milli bir duruş sergiledi. Tüm vatandaşlarımıza bu iradelerinden dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Yarın başlayıp 31 Ekim'e kadar sürecek kampanyanın stoklarla sınırlı olduğunu ve projelerin satış fiyatı üzerinden yüzde 10 indirim yapılacağını dile getiren Kurum, şöyle devam etti:
Aldığı dairenin borcunu 6 ay veya 1 yıl içerisinde kapatmak isteyenlere de avantajlar olduğunu dile getiren Kurum, banka ve kefaletin olmamasının da yüklenicilerin ve sektörün yaptığı bir fedakarlık olduğunu söyledi.
"Vatandaşların gayrimenkulün gerçekten ülkemizde her zaman değerlendiğini ki bu fedakarlıkla kazanmama ihtimalinin olmadığını düşünüyorum, dolayısıyla artık hem ekonomiye bir değer anlamında hem sektöre bir değer alamında hem de alıcıların kazanması anlamında çok önemli bir kampanya. Tabii bu duruş bazılarını rahatsız ediyor. Bizim Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık süreciyle devam eden, şu anda da ekonomik kuşatmayla karşı karşıya kaldığımız ülkemizde bu milli duruş, bu milli birlik, milli seferberlik birilerini rahatsız ediyor, rahatsız etmeye de devam edecek. Bizim bugün sektörümüzün kazanma günü değil, bugün fedakarlık günü. Bunu daha önce vatandaşlarımız dövizlerini bozdurarak gösterdiler, şu anda da bakanlığımız ve devletimiz, sektörümüz, sektör temsilcilerimiz de bu duruşu net bir şekilde gösteriyorlar. Böyle durduğumuz sürece Allah'ın izniyle bizim bileğimizi kimse bükemez ve bükemeyecektir."
TOKİ'nin borcunu ödeyene indirim kampanyası başlattığını da anımsatan Kurum, "Bu da yaklaşık yüzde 24'lük bir indirim kampanyası. Bu da yine devletimizin vatandaşımız adına gösterdiği fedakarlığın yine net bir ifadesidir." dedi.
Kurum, "Amerikan menşeli ürünlerin kullanılmayacağını, Emlak Bankası'nın kurulup, ithal ikameli malların yerli üretimde katkı sağlaması adına bankaca çalışma yaptığımızı, yine Emlak Bankası ile sektöre ve gayrimenkul ile alakalı işlere destek olmak adına ithal malların burada üretilmesini sağlamak adına hızlı bir kuruluş süreci işletiyoruz. İnşallah bunu da çok kızsa zamanda kurup hem vatandaşlarımızın faydalanacağı hem de sektörün faydalanacağı bir banka olması yolunda hızlı adımlarımız var, inşallah yıl sonuna da bu süreci tamamlayacağız" değerlendirmesini yaptı.
Murat Kurum, kampanyaya katılan konutlarda fiyat sınırlamasının olup olmadığının sorulması üzerine, hiçbir sınırlama olmadığını belirterek, "Ancak şunun takibini yapacağımızı buradan yine vatandaşlarımızın bilmesini isteriz. 'Kampanya başladı fiyat artıralım, satıldı fiyat artıralım' söz konusu değil. Bugünkü şartlar ve fiyatlar neyse, bu şartlar ve fiyatlarda yüklenicilerimiz bunu gerçekleştirecek. Bunun takibini de biz inşallah yapacağız. Fiyat konusunda bir limit yok" ifadelerini kullandı.
"Faiz yükünü sadece konut şirketleri mi karşılayacak?" şeklindeki soru üzerine de Kurum, bu projelerin bir çoğunun bakanlığın ilgili birimleriyle iç içe yapıldığını belirterek, bir proje ya da kampanya söz konusu olduğunda bakanlığın ilgili kuruluşlarının da üzerine düşen fedakarlığı yapacaklarını, el birliği içerisinde hem devletin hem sektörün hem de vatandaşın katıldığı bir kampanya olduğunu söyledi.
"Bakanlık olarak üretilen konutlarla ilgili çalışmalar yapılıyor ancak üretim aşamasında ya da üretilemeyen, özellikle kentsel dönüşüm alanlarıyla ilgili bakanlık ne tür bir çalışma yapmayı düşünüyor?" şeklindeki soruyu da Kurum, şöyle yanıtladı:
"Bundan sonra en azından teknik, mali yeterliliği olan firmaların bu işlere girmesi noktasında şartlarım olacak. Bu şartları getireceğiz Vatandaşın korunması, mağdur olmaması noktasında çalışmalarımız olacak. Bu düzenlemeleri yapacağız. Vatandaşımız tarafından da bakıldığı zaman, bu işi yapabilecek muhataplarla görüşmesi gerektiğini de net biçimde bilmesi gerekiyor. Yani 'Bir birim fazla vereyim, bir bir metre kara fazla alayımdan' bu işi yapabileceğine inandığımız yapılarla çalışması kentsel dönüşüm açısından büyük önem arz ediyor."