— Neymiş? Bizi dövize mahkum edeceklermiş. Kur, faiz… E neymiş? "Çarşamba günü saat 18:00'e kadar papazı bırakın. Bırakmadığınız takdirde yaptırımlar başlayacakmış" İçişleri Bakanımızı, Adalet Bakanımızı yaptırımlara mahkum edeceklermiş. Ne oldu? Biz de kalktık anında Amerika'nın İçişleri ve Adalet Bakanına aynı yaptırımı kelimesi kelimesine verdik.
— Şimdi yeni bir şey daha çıkardılar. Demir çelik de bize yaptırım. Amerika bak, Dünya Ticaret Örgütü var. Bu örgütün kuralların içerisinde senin kuralsızlığın yok. Biz uluslararası hukuka göre hareket ederiz. Hukuk tanımama gibi bir anlayış Türkiye'de yoktur. Dolayısıyla biz kendilerini hukuka davet ediyoruz.
'NE OLDU ŞİMDİ SİZE, BU ORTAKLIĞI NİYE BOZUYORSUNUZ?'
— Biz sizinle NATO'da beraber değil miyiz? Beraber hareket etmiyor muyuz? Stratejik ortak değil miyiz? Ne oldu şimdi size? Bu ortaklığı niye bozuyorsunuz? Suç onlarda. Senin adamın suçluysa, terör örgütleriyle ilişkisi varsa bu ülkenin de bir yargı sistemi var. Gereği neyse bunu yapar.
'HALK BANKASI GENEL MÜDÜR MUAVİNİNİ HİÇ SUÇU YOKKEN TUTUKLADINIZ'
— Biz bugüne kadar Amerika ile hiçbir zaman kötü olmanın gayreti içerisine girmedik. Ama eğer böyle gidecekse Arapların bir sözü var 'men dakka dukka' (Eden bulur). Biz de onu yaparız.
— Dışarıda bunlar, içeride de Kılıçdaroğlu, kalkıp akıl veriyor. Ya o aklı sen kendine sakla. Bir girdin, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz mağlup oldun. Mağlup da mağlup… Senin demokrasi anlayışın bu… Şimdi 'Kongreye gitmiyorum' diyorsun. İster git ister gitme, o bizim derdimiz değil. Ama senin demokrasi, hak ve özgürlük anlayışın bu. Ama bizde böyle bir şey yok.