Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye-ABD ilişkilerindeki krize dair bugün Daily Sabah gazetesine bazı değerlendirmelerde bulundu:
The U.S. runs the risk of losing Turkey as a whole. The entire Turkish public is against U.S. policies that disregard Turkey's legitimate security demands. Threats, sanctions and bullying will not work. It will only increase Turkey's resolve.https://t.co/V0k17gplAy pic.twitter.com/C5XiuWk0eD
— Ibrahim Kalin (@ikalin1) August 11, 2018
"FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirdiğinde birçok uluslararası yorumcu, Türk devletinin ve ekonomisinin tamamen çökeceğini öngörmüştü. Ancak Türkiye bu karanlıktan daha güçlü çıkarak siyasi istikrar ve iktisadi kalkınma yolunda yürümeye devam etti. Bu olayın üzerinden iki yıl geçmişken Trump yönetimiyle bir papaz yüzünden yaşanan mevcut kriz ve döviz piyasalarında yaşanan dalgalanmalar Türkiye’nin kararlılığını azaltmayacaktır.
'BU KONU, BİR KUR SAVAŞININ ÖTESİNDEDİR'
Türkiye, güvenlik endişelerinin NATO müttefiki tarafından ciddiye alınması isteğinde sonuna kadar haklıdır. Ancak ABD, hem Obama hem de Trump döneminde terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan PYG/YPG ile işbirliği konusunda Türkiye’nin itirazlarını dikkate almadı. ABD’deki FETÖ yapılanması konusunda adım atmadı. Ne DEAŞ ile mücadele ne de Amerikan sistemi, Türkiye’nin milli çıkarlarına ve Türk-Amerikan ilişkilerine zarar veren politika ve tavırları meşrulaştırmaz.
Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’yi tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Türkiye kamuoyunun tamamı, meşru güvenlik endişelerimizi yok sayan Amerikan politikalarına karşıdır. Türkiye’ye yönelik tehditler, yaptırımlar veya kabadayılıklar hiçbir işe yaramaz. Ancak Türkiye’nin kararlılığını artırır ve ABD’yi hem Türkiye’de hem de uluslararası camiada yalnızlaştırır. Trump yönetimi şimdiye kadar Kanada, Meksika, Küba, Çin, Rusya, NATO, Almanya ve birçok başka ülkeyle özellikle iç gündem sebebiyle kavgaya girişti. Bu durum ABD’nin güvenilir bir dost ve müttefik olarak itibarına zarar verdi. Türkiye’deki algı da bundan farklı değildir.
'TÜRKİYE DIŞ POLİTİKA UFKUNU GENİŞLETİRKEN BAĞIMSIZLIK VE EGEMENLİĞİNDEN VAZGEÇMEYECEKTİR'
Türkiye dış politika ufkunu genişletirken, bağımsızlığından ve egemenliğinden vazgeçmeyecektir. Eşitlik, ortak çıkarlar ve ortaklık temelinde tüm ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye devam edecektir. Aynı zamanda enerji kaynaklarını ve finansal alternatiflerini çeşitlendirmeye devam edecektir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve 21.yüzyıl diplomasisinin gerçekleri göz önünde bulundurulursa bu doğaldır.
Askeri darbeler, terör saldırıları ve finansal operasyonlar atlatmış bir ülke olan Türkiye, bugün daha kararlı ve dayanıklıdır. Hiçbir tehdit veya saldırı bu durumu değiştiremez."