Bu süreçte Warner Bros'la çalıştığını belirten Özpetek, şöyle devam etti:
"Onlar çok memnunlar. Ben de memnunum. İtalya’da 970 bin kişi izledi. Amerika’da da ilgi çeken bir film oldu. Çin’e bile satıldı. Ağır bir cinsellik sahnesi de var. “Yüzde 100 sansür yer” dediler, gittim, İtalya’da sansür heyetiyle konuştum. Beş kişilik sansür heyeti vardı, üçü filmlerimin hayranıymış. 'O sahne olmazsa, film hayatta kalamaz! Herhalde ona dokunmayacaksınız' dedim. 'Toplantı yapıp karar vereceğiz' dediler. Üç evet, iki hayır aldı. Ben oradan çıktıktan sonra, yolda telefon geldi, karar değiştirmişler ama bana beyan ettikleri için ilk verdikleri karar geçerli oldu. Yani 12 yaş sınırı yemedi."
Özpetek, Arman'ın "Sen hâlâ ünlü olduğunun farkında değil misin?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Ün denen şeyin kokusu yok, tadı yok. Sadece bir yere gidiyorsun, birdenbire, biri sana diyor ki, 'Aaa inanamıyorum siz de mi buradasınız? Ah Ferzan Bey, ben sizin filmlerinizin hayranıyım' filan. Gülümsüyorum. Hoşuma da gidiyor bazen. Ama bu şöhret meselesini ciddiye almıyorum. Ne olacak, b.k mu var ünlü olmakta? Nedir ki ünlü olmak? Neye yarıyor? Ne kadar sürüyor? Sonucu nedir? Manasız işler. Manalı olan hep kendini aşmaya çalışmak, yeni kalmak, cesur olmak ve içine sinen işler üretmek."