Dervişoğlu, 'su çekme süreci' diye tanımladığı dönemi şöyle sıraladı:
"MHP'de olağanüstü kurultay uğraşı ve kopuş süreci; darbe girişimi; Anayasa referandumu; partileşme süreci; 200 kişiye ulaşan kurucular kurulu oluşumu; hakkında ortaya atılan çirkin iddialar; baskın seçim kararı; acil milletvekili listesi yapma mecburiyeti; her önüne gelenin istediği yerden milletvekili olmak için baskı oluşturması; propaganda döneminde karşılaşılan zorluklar."
'BEN YOKUM' DEDİĞİNİ DUYDUNUZ MU'
12 Ağustos'ta yapılması kararlaştırılan olağanüstü seçimli kurultayla ilgili gündem sıralaması dahil tüm süreci Akşener'in yönettiğini, konuşma sırasını dahi belirleyip gündeme yerleştirdiğini hatırlatan Dervişoğlu, bütün bunların Akşener'in her şeye karşın delegeye bir açık kapı bırakma düşüncesinden kaynaklı olduğunu savundu.
Muharrem Sarıkaya ise, Dervişoğlu'nun açıklamalarını aktardığı yazısını "Anlaşılan o ki teşkilatın ve delegenin talebine Akşener duyarsız kalmayacak. Geri dönerken de bazı katı şartlarını da saklı tutacak" görüşüyle sonlandırdı.