‘BEYAZ MİĞFERLER EL KAİDE VE EL NUSRA’NIN MASKESİ’
Esad, Beyaz Miğferleri örgütünü, El Kaide ve Fetih el Şam (eski adıyla el Nusra Cephesi) örgütlerinin maskesi olduğunu söyledi.
Suriye lideri, “Beyaz Miğferler diye bir örgüt yok. Bu sadece bir maske. El Nusra’nın maskesi. Suriye’den kaçtılar, aslında kaçmadılar, İsrail, Ürdün ve ‘insani’ Batı ülkeleri tarafından tahliye edildiler ve şimdi internette, aynı örgüt üyelerinin ellerinde kılıçlarla öldürülen Suriyeli askerlerin cesetlerinin üzerinde nasıl bayram ettiklerini gösteren video ve fotoğraflar mevcut. Tüm bu görüntüler var. Bu nedenle, onların insani bir örgüt değil de El Kaide’nin bir maskesi olduğuna dair daha nasıl bir kanıt olsun?” ifadelerini kullandı.
'MOSKOVA İLE SIĞINMACILARIN SURİYE’YE DÖNMESİ İLE İLGİLİ İŞBİRLİĞİNİ GÖRÜŞÜYORUZ'
Esad, “Hükümetimiz altyapıyı yeniden inşa etmek için elinden geleni yapıyor, fakat bu yeterli değil. Ekonominin, iş yerlerinin yenilenmesi, okulların ve ilk sırada sığınmacıların oturacak yerleri olması için evlerin inşa edilmesi gibi konuları düşünmek lazım. Rusya ve Suriye hükümetleri arasındaki görüşmenin en önemli konusu da, sığınmacıların Suriye’ye dönüş sürecine dair maksimum işbirliğinin nasıl sağlanacağı” ifadelerini kullandı.
'ÖNCEDEN SURİYE’DE İŞ KURAN SIĞINMACILAR GERİ DÖNMELİ'
Suriye lideri Esad, savaştan önce kendi işini kurmuş olan Suriyeli sığınmacılara ülkelerine dönmeleri çağrısında bulundu.
Esad, “Her Suriyelinin, özellikle de 2016’nın sonunda Halep’teki terörizmin üstesinden gelindikten sonra Suriye’ye dönmesini isteriz. Şimdi teröristleri daha aktif bir şekilde takip ediyoruz, Suriye topraklarının büyük bir kısmı onlardan arındırılmış durumda. Bu nedenle, burada önceden kendi işleri olan sığınmacıları ve özellikle Suriyelileri geri çağırıyoruz” diye konuştu.
'İDLİB VE MİLİTANLARIN SIĞINDIĞI DİĞER BÖLGELER SURİYE ORDUSUNUN ÖNCELİKLİ İSTİKAMETLERİ OLACAK'
Esad, “Şu anki hedefimiz İdlib, fakat sadece o değil. Suriye’nin doğusunda çeşitli grupların kontrolünde olan topraklar elbette ki var, bazı küçük bölgeleri IŞİD kontrol ediyor, bazılarının kontrolüyse El Nusra Cephesi’nin ve diğer aşırıcılık yanlısı örgütlerin kontrolünde. Bu nedenle tüm bu bölgelere doğru ilerleyeceğiz. Askerleri yetkililerimiz (ki bunu kendi görüşlerine bırakıyoruz) öncelikleri belirleyecek ve İdlib, bu önceliklerden biri” diye konuştu.
‘RUS ASKERLERİNİN SURİYE’DEKİ VARLIĞI, DÜNYADA SİYASİ DENGE SAĞLANINCAYA KADAR GEREKLİ’
Rusya’nın Suriye’deki varlığını da değerlendiren Esad, sözlerine şöyle devam etti:
“Rusya küçük bir ülke değil, büyük bir güç. Bu nedenle tüm dünyaya karşı bir yükümlülüğü var ve o, tüm dünya için sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluğun bir parçası da, gerekli olduğu halde çeşitli bölgelerde siyasi ve askeri varlık göstermek. Belki de askeri açıdan dahil olmak istemiyor olabilirler, fakat bugün dünyadaki gerçeklik, sizleri belirli istikametlerde ilerlemek zorunda bırakacak türden.”
‘HMEYMİM ANLAŞMASININ SÜRESİ ARAMIZDAKİ UZUN SÜRELİ İŞBİRLİĞİ PLANLARINI ORTAYA KOYUYOR’
İki ülke arasında Hmeymim üssünün kullanımıyla ilgili anlaşmaya da değinen Esad, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz üzere şu anda Suriye ve Rusya arasında Hmeymim’deki üs ile ilgili mevcut bir anlaşma var. Bu anlaşma daha 40 yıl boyunca yürürlükte kalacak. Eğer Rus ordusu sadece terörle mücadele amacıyla buraya gelmiş olsaydı, o zaman neden 40 yıldan daha uzun süreli bir anlaşma imzalansın? Birkaç yıllık anlaşma yapılır ve daha sonra sürekli olarak uzatılabilirdi.”
Bu nedenle Rus askerlerinin Suriye’deki varlığının iki yönünün belirtilmesi gerektiğine dikkat çeken Esad, “Birincisi, terörle mücadele, zira Ruslar bu şekilde hem Suriye’yi, hem Rusya’yı, hem de başka ülkeleri koruyor. İkincisiyse dünyadaki askeri ve siyasi denge” ifadelerini kullandı.