Köse, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre İstanbul'da temmuz ayındaki yağışlı gün sayısının yıllar bazındaki dağılımına değindi. Köse, 1981-2010'da temmuz ayı ortalama yağışlı gün sayısının 4.3 olduğunu ancak Temmuz ayında ise bu oranın, birkaç gün içinde alınacak yağışlarla birlikte iki katına çıkacağını vurguladı.
Yıldırımlı, şimşekli, gök gürültülü, şiddetli yağış ve fırtınalar için atmosferin dengede olmadığı ilkbahar ve yaz mevsimlerinin en uygun zaman dilimleri olduğunu söyleyen Köse, şunları söyledi:
‘ELEKTROMANYETİK ALANLAR YILDIRIM VAKALARINI ARTIRIYOR'
Köse, son yıllarda Türkiye'de ve dünyada yaşanan ekstremum meteorolojik hadiselerin, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sonuçlarını gözler önüne serdiğine dikkati çekti.
‘ÖZELLİKLE 5G İLETİŞİMİNİN KURULMASI NETİCESİNDE ELEKTROMANYETİK ALANLARIN ARTMASININ YILDIRIM VE ŞİMŞEK VAKALARINI ARTIRDIĞI YÖNÜNDE GÖRÜŞLER VAR'
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından işletilen ‘Yıldırım Takip Sistemi' sayesinde Türkiye'de meydana gelen şimşek ve yıldırımların anlık takip edilebildiğini belirten Köse, "Yapılan bazı bilimsel çalışmalarda dünyada son yıllarda teknolojinin gelişmesi sonucu özellikle 5G iletişiminin kurulması neticesinde elektromanyetik alanların artmasının yıldırım ve şimşek vakalarını artırdığı yönünde görüşler ortaya konmaktadır" dedi.
Yüksek binalar, ağaçlar ve metalik eşyalar gibi iyonlaştırıcı malzemelerin yıldırım oluşumuna uygun koşullar hazırladığını söyleyen Köse, can ve mal kaybını en aza indirebilmek adına Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı uyarıların dikkate alınması gerektiğine işaret etti.
Köse, yıldırımdan korunmak için çeşitli önerilerde bulunarak şunları kaydetti:
"Yıldırımdan korunmak için 30/30 kuralına uyulmalı. Yani, şimşek çaktıktan veya yıldırım düştükten sonra 30 saniyeden daha az bir süre içinde gök gürültüsü duyulursa, ışık görüldüğü andan itibaren, en son gök gürültüsünden 30 dakika geçene kadar yıldırım tehlikesi var demektir. Dikkatli olunması gerek. Gök gürültülü bir fırtınaya yakalanıldığı zaman en iyi korunma yöntemi içeri girmektir.
Minare gibi yüksek bina ve yapılarda yıldırımsavar kullanılmalıdır. Yıldırım riski olan havalarda ağaç, bayrak ve telefon direkleri gibi yüksek objelerden, metalik eşyalardan uzak durulmalıdır. Ancak otomobillerin lastikleri yalıtkan olduğu için otomobil içleri güvenli yerlerdir.
Açık arazide yere çömelerek oturulmalı, kesinlikle yere yatılmamalı, ayakların bitişik olmasına dikkat edilmeli ve gruplar halinde durulmamalıdır. Su üzerinde ise derhal karaya çıkmaya çalışılmalıdır. Şemsiye gibi sivri metal içeren eşyalar kullanılmamalı, elektrikli eşyalar fişlerinden çekilmeli ve mümkün olduğunca kullanılmamalı, özellikle evde telefonla konuşulmamalıdır. Lastik tabanlı ayakkabılar ve lastik tekerlekler yıldırımdan korumayı sağlar."