Serhat Sarısözen, son romanı ‘Arı Fısıltıları'nda yüzünü doğaya dönen fakat son dönemlerde Türkiye'de yaşanan toplumsal olaylara da değinen ödüllü romancı Menekşe Toprak'ı konuk etti. Toprak'a göre, gelişmiş ülkelerde her mahallede bir kütüphanenin olması çok önemli.
Şu an Berlin ve İstanbul'da yaşayan; eserleri Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Sırpça'ya çevrilen Menekşe Toprak, Almanya'daki çocukluk yıllarında bir Türk kitapçı bularak oradan kitaplar aldığını ve bu sayede Türkiye'ye olan özlemini dindirdiğini söyledi. Toprak, daha sonra Almanya'daki şehir kütüphanelerinin Türkçe bölümlerini keşfettiğini belirterek, "Almanya'nın yoksul ailelere yaptığı en büyük yatırım bu. Bu kitaplar bana çok büyük ufuk açtı. Bugün yazar olduysam, bunu Almanya'daki o kütüphanelere borçluyum. 15 yaşındayken, Türkiye'ye gelene kadar bütün Türk klasiklerini okumuştum. Gelişmiş ülkelerde, her mahallede bir kütüphanenin olması, imkanı dar olan çocuklara ulaşmak için çok önemli. O kütüphaneyi keşfetmiş olman benim hayatımda çok önemli bir yer teşkil eder" diye konuştu.
Toprak, "İnsanların mesleki enformasyonuyla bir yere geleceğini düşünmüyorum. Bir sürü akademisyenin üniversiteden atılmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bu sebeple Türkiye'de olsaydım çok iyi bir kariyer yapardım diyemiyorum" diye konuştu.
‘SURİYE'DEN BUGÜN YAPILAN GÖÇMENLİĞİ, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDAKİ GÖÇMENLİĞE BENZETİYORUM'
Eserlerinde sık sık göç hikayeleri yazan Toprak, "Bu benim tanıklık ettiğim bir hayat. Şu an iki şehirli bir insan olsam da ben de bir zamanlar göçmendim. 1960'lardaki ve 1970'lerdeki göç ile şimdiki göç arasında büyük fark var. Türkiye'de 1980'lerdekine benzer bir siyasi göç dalgası yaşanıyor. Benim ailemin yaşadığı göç, çok korunaklı bir göçtü, her şeyden önce o dönem işleri hazırdı. Ben Suriye'den bugün yapılan göçmenliği, ikinci Dünya Savaşı'ndaki göçmenliğe benzetiyorum. O zaman da savaş nedeniyle milyonlarca insan yerinden oldu. Bu iki göç birbirine çok benziyor" şeklinde konuştu.
'ARILAR İNSANLARA ÇOK ŞEY FISILDIYORLAR'
"Arılar, doğadaki tozlaşmanın yüzde seksenini gerçekleştiriyor. Bugün yediğiniz sebzenin, meyvenin yüzde sekseni arıların tozlaştırması sayesinde oluşuyor. Arılar insanlara çok şey fısıldıyorlar. İnsanoğlu elleriyle doğayı yok ediyor. Her şeyden önce zamansız ölümleri fısıldıyor arılar. ‘Siz insanlar birbirinizi öldürdüğünüz ve yerlerinizden ettiğiniz yetmezmiş gibi bizleri de yerlerimizden ediyor, zehirlerinizle katlediyorsunuz' diyor. Arılar bir de doğadan çok koptunuz, bizden öğrenmeniz gereken şeyler var, diye fısıldıyorlar. Arılar, ruhların gömüldükleri yerde bile mutlu olmadıklarını fısıldıyorlar."
Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Slogan atan insanlar var kitapta bolca. Ama öte yandan slogan, ıssızlığı ve yası reddeden bir kavramdır. Ölü defnedilirken sessiz olunur. Ama siyasi bir ölüm olduğunda slogan da atılıyor bizim ülkemizde. Slogan atmanın, yas tutmayı da engelleyen bir tarafı var. Öfke patlaması olsa da kitabımın daha ziyade bir yas kitabı olduğunu, bir yas halinin hakim olduğunu düşünüyorum."