Kararının kendileri için sürpriz olmadığını anlatan Gülal, mahkemenin kararının kendileri açısından mülkiyet sorununu ortadan kaldırdığını söyledi.
'SATILABİLİR Mİ? EVET'
Gülal, kararla birlikte artık kendilerinin devletin malına hizmet eder hale geldiklerine işaret ederek, "Sonuçta bunların hepsi birer ticari meta. Satılabilir mi? Evet. Eğer değerini verebilecek birini bulabilirsek, buradaki her firma satılabilir" diye konuştu.
'BİR TAKVİM BELİRLEMEDİK'
Satışla ilgili herhangi bir takvim belirlenip belirlenmediğine ilişkin soru üzerine de Gülal, "Bir takvim söylemek kolay değil ama genel olarak satmayı planladığımız firmalarda şunu arıyoruz, ekonomik devamlılığında bir tehlike söz konusuysa satış gündeme gelebiliyor. Ancak bugün Boydak'ta böyle bir sorun yok, Aydınlı'da yok, Hasırcı'da, Işık Ahşap'ta yok. Hakeza diğer gruplarda da yok. Dolayısıyla ekonomik devamlılıklarıyla ilgili bir tehlike olmadığından aman aman satalım diye bir kaygımız yok" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin farklı bölgelerindeki şirketleri yöneten kayyumların performanslarını da değerlendiren Gülal, TMSF olarak söz konusu şirketlere 'milli bir servet' olarak baktıklarını kaydetti.
'KAYYUM ARKADAŞLAR ÇOK CİDDİ BAŞARILAR ELDE ETTİ'
Gülal, bu firmalarda herhangi bir irtifa kaybı yaşanmasını istemediklerine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Bu firmalar yaşayacak, büyüyecek, istihdam sağlamaya ve katma değer üretmeye devam edecek. Geride kalan 2 yıla baktığımızda, firmaları toplam olarak yüzde 12 seviyesinde aktif olarak büyüttük. Özellikle büyük 16-17 firmada kayyum arkadaşlar çok ciddi başarılar elde etti. Geriye giden hemen hemen hiçbir firmamız yok. Boydak yüzde 35 büyüdü, Aydınlı yüzde 37 büyüdü. Naksan, geldiğimizde yerlerde bir firmaydı, bugün 3 bin 500 civarında personeli var. Herhangi bir işçimizin de alacağı yok. Dolayısıyla firmalar TMSF bünyesinde büyüdüler."
