Destici, adaletin tesis edilmesi gerektiğine işaret ederek, "Yaş 25, gün 28, bedel 15. Bu kadar tik-tak şeklinde olmaması lazımdır. Yaşa ve güne bir itirazımız yok. Mutlaka bir askeri elbiseyi giyip temel eğitimi almaları gerekiyor. Bunu alırken, devlette, kamuda ya da özelde çalışan insanların hak kaybına uğramaması lazım. Vatan borcunu yapmak için gittiğinde ve geri döndüğünde mutlaka işinin başına dönebilmesi lazım. Bunun mutlaka yasal çerçevesinin çok net çizilmesi lazım. Biz, herkes için 15 bin TL rakamını adil bulmuyoruz. Burada gelire göre bir düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Herkesin kendi bütçesine, gelirine göre altından kalkabileceği bir rakamın belirlenmesi lazım. Devletin eğer buradan bir beklentisi varsa o zaman yüksek geliri olanlara yüksek, düşük geliri olanlar düşük vererek yine bu dengeyi sağlayabilir ve hatta daha yüksek gelirde elde edebilir. En son çıkarılan bedelli askerlikten 250 bin civarında faydalanan olmuş. Madem bir milyona yakın insandan bahsediliyor o zaman hepsinin faydalanabileceği bir düzenleme yapılması lazım. Baştan savmamak lazım. 'Biz çıkardık gerisi ne olursa olsun' dememek lazım. Hatta diyelim öğretmense öğretmenlik yaptırılarak, imamsa imamlık yaptırılarak, doktorsa doktorluk yaptırılarak askerliklerini de tamamlamış olabilirler. İlla 28 gün değil, kısa dönem altı ay yapar ama mesleğini icra ettiği anda o askerlik vazifesini yapmış olur. Bu şekilde de değerlendirilebilir diye düşünüyoruz."
Destici, bedeli askerlikten elde edilecek gelirin belirli bir kısmının, mutlaka SMA hastaları başta olmak üzere, tedavileri için yüksek ücretli ilaç alması gereken ama imkansızlıktan dolayı alamayan hastalara ayrılması gerektiğini söyledi. Destici, gelirin başka bir kısmının da vatani hizmetini gönüllü olarak yapan er ve erbaşlara verilmesini önerdi.