Adnan Oktar grubuna yönelik operasyonun ne anlama geldiğini Habertürk'ten Kübra Par'a anlatan gazeteci Nevzat Çiçek, "15 Temmuz sonrası, devletin değişen bir paradigması vardı. Bu zaten her yerde çok net ifade ediliyordu; Ankara'ya gittiğinizde de, özel sohbetlerde de bunu çok net duyuyordunuz. Aslında söylenen şey, milli güvenliği tehdit edecek her türlü oluşumun pasifize edileceğiydi. Dolayısıyla, 15 Temmuz sonrasında bu yeni konseptin gerçekleşmeye başladığını çeşitli evrelerde görmeye başladık" ifadesini kullandı.
“Diğer cemaat ve tarikatlara da operasyon gelebilir” Adnan Oktar operasyonunun anlamını gazeteci Nevzat Çiçek ile konuştuk. İlginç tespitler yaptı… @nevzatcicek https://t.co/ii1oJNeLhA pic.twitter.com/QYQNbdtd8X
— kübra par (@kubrapc) July 16, 2018
'OKTAR, NUHİLİK AKIMININ TÜRKİYE'DEKİ TEMSİLCİSİ'
Çiçek'e yöneltilen sorular ve yanıtları özetle şöyle:
Nedir bu Nuhilik?
Nuhilik, dünyadaki ahlaki ilkelerin Nuh Aleyhisselâm'daki kanunlar çerçevesinde toparlanması neticesinde oluşan bir akım. Bu akımın en büyük özelliklerinden bir tanesi, otorite olarak Yahudi din adamlarının tanınmasıdır. Mesela, siz akıl ile Nuhiliğe vardınız ama Yahudi din âlemini otorite olarak tanımıyorsunuz; o durumda sizi kabul etmiyorlar, hatta putperest olarak tanımlıyorlar. Dolayısıyla, Adnan Oktar'ın en büyük özelliği Nuhiliğin Türkiye'deki temsilcisi olmasıdır.
Ama bir Mehdilik iddiası da vardı Adnan Oktar'ın…
Adnan Oktar'ın bir milli güvenlik tehdidi haline gelmesine neden olan şey neydi?
Adnan Oktar grubunu suç örgütü haline getiren nedir?
Adnan Oktar'ın grubunu suç örgütü haline getiren şeyin kararını tabii ki mahkemeler verecek. Ama görünürde ne olduğunun cevabını, "Adnan Oktar grubunun savunduğu nedir?" sorusuyla vermek lazım. Adnan Oktar'ın savunduğu şeye bakarsak, Fethullah Gülen'in savunduğu ‘dinler arası diyalog'un farklı bir versiyonu olduğunu görüyoruz. Burada da Nuhilik akımı karşımıza çıkıyor. Yani bir taraftan diğer dinlerle birlikte bir entegrasyon süreci, dinler arası diyalogla birlikte içi boşaltılmış bir İslam var.
Ama FETÖ örneğinde devlete sızma, paralel yapılanma ve arkasından gelen bir darbe var.
Ona tabi olanlar sence gönüllü olarak mı birliktelerdi, yoksa bir tür esir hayatı yaşadıkları ve şantajla onun yanında kaldıkları iddiaları doğru mu?
Bu konuda, o yapıdan uzaklaşanların anlatımları var. Bu anlatımlar neticesinde aslında bir komün hayatı yaşadıklarını çok net görebiliyoruz. Burada kendi rızaları olmadığı da yine aynı şekilde çok net görülebiliyor. Daha çok içerisinde cinselliğin ve maddiyatın olduğu yeni bir sınıfsal hareket tarzı var.
'OKTAR GRUBUYLA İLGİLİ BİR ŞEY YAZDIĞINIZDA TÜRKİYE'NİN 30-40 VİLAYETİNDE BİRDEN DAVA AÇILIRDI'
Erkeklerin örgüt içinde yükselmesi için Oktar'a kadın ve para sağlaması gerektiği iddiaları var. Kadınlarla ilişkiye başlanıyor, evlenme vaat ediliyor ve müstehcen görüntüleri kaydediliyor. Emniyet'in bu şekilde 25'e yakın örgüt evi tespit ettiğini yazmış Nagehan Alçı. Psikolojik ilaçlar verilerek, kızlara ‘turnike' denen toplu tecavüzler yapıldığı gibi korkunç iddialar var. Bu iddiaların doğru olabileceğini düşünüyor musun?
Bu kadar çok avukatı, dava açacak bu gücü nereden buluyordu?
''BİR ŞEY YAPILAMAZ, BEN DE HEDEF OLURUM, SESİMİ ÇIKARMAYAYIM' YAKLAŞIMI VARDI'
Diyanet, din adamları, Türkiye'deki diğer cemaatler Adnan Oktar grubuna bugüne kadar yeterince tepki gösterebildiler mi, yoksa herkeste "Kol kırılır, yen içinde kalır" gibi bir bakış açısı mı vardı?
'İSLAMİ CAMİA ADNAN OKTAR KONUSUNDA ÇOK TEMKİNLİ DAVRANDI'
Ama burada İslami camianın da dönüp kendini eleştirmesi gerekmez mi? 2013'te Fatih Erbakan'la yaptığım bir röportajda ona Adnan Oktar'ı sorduğumda "Biz arkadaşız. Siyonizm, Masonluk ve evrim ile ilgili yazdığı kitapları rahmetli babam da beğenirdi. Özel hayat kişiye özeldir. Aslında medyada yansıtıldığı gibi biri değil, yoksa bu çalışmaları ortaya koyması mümkün olamaz. Haksızlık ediliyor" demişti. Fatih Erbakan'ın bile bunu söylediği bir camiada Adnan Oktar gerçeğinin çok geç fark edildiğini söyleyebilir miyiz?
Aslında geç fark edilmedi. İslami camia Adnan Oktar'ı görmek isteseydi başından beri görürdü. Fakat başından itibaren bu konuda çok temkinli davrandı ve yer yer uzak durmayı seçti.
"İslami camia Adnan Oktar'dan korktu" diyebilir miyiz?
''SÖZ KONUSU TARİKAT YERLİ VE MİLLİ Mİ?' DİYE BAKIYORLAR'
Önümüzdeki süreçte Diyanet bütün bu tarikatlara ve cemaatlere yönelik bir çalışması olacak mı?
Şu an çalışıyorlar diye biliyorum. Özellikle sahih bilgi kaynağı noktasında Diyanet öteden beri bir çalışma içerisinde ve bunu daha görünür hale getirecek. Sadece Diyanet meselesi değil; benim aldığım duyuma göre, devletin istihbarat birimleri bu noktada çok ciddi çalışıyorlar. "Söz konusu tarikat yerli ve milli mi?" diye bakıyorlar.
"Yerli ve milli tarikat" nedir?
İsim verebilir misin? Adnan Oktar ve FETÖ dışında devletin operasyon düzenleyeceği bildiğin örnekler var mı?
Bu noktada iki şey söyleniyor. Islah edilebilir olanları varsa ıslah edelim. Çünkü sonuç itibariyle bunların mensupları var. Bir şeyi kapatmakla, yeraltına itmekle onu bitiremiyorsunuz. Ama ajanlık faaliyeti içine girmiş olan, milli güvenliği tehdit eden, dini bozma noktasında toplumun kılcal damarlarına kadar gitmiş olup bunu ve ticareti kullananlar varsa, bunlardan bir karar verme süreci istenecek. Nedir? Büyük bir ihtimalle ya tasfiyeleri ya küçülmeleri ya da asli unsurlarına dönmeleri istenecek.
'TÜRKİYE'DEKİ BÜTÜN TARİKAT VE CEMAATLER MASADADIR'
İstihbarat Teşkilatı'nın üzerinde çalıştığı kaç tane böyle yapılanma vardır?
Türkiye'deki bütün tarikat ve cemaatler masadadır.
Peki, bunların içinden kaçı tehlikeli görünüyordur?
FETÖ'den boşalan yerlere, Menzilcilerin ve farklı cemaatlerin doldurduğuna dair iddialar malum… Önümüzdeki süreçte devlet tarafından bunlara yönelik bir adım bekliyor musun?
Devletin sahibi devlet olacak. Hiçbir tarikat, cemaat, siyasi akım ve ideoloji artık devletin sahibi olmayacak. Eğer, tarikat-cemaat yapısı devletin içerisine sızmayı hedef alıyorsa, belli bakanlıkları ve yerleri kendi adamlarıyla doldurmayı esas alıyorsa, yeni devlet paradigmasının buna izin vereceğini düşünmüyorum.
Yeni operasyonlar da bekliyor musun?
Ben bu operasyonların devam edeceğini düşünüyorum çünkü bunlar toplumu etkileyen, toplumda gerginlik çıkarabilen, din adına hareket edip, farklı şeyleri öne çıkarabilen yapılar. Bu ülke, Çorum'u, Sivas'ı, FETÖ'yü gördü. Sistem bunlara "Dur" iradesini daha hızlı gösterecektir.
Son olarak şunu da sorayım, Adnan Oktar'a dönük bu son operasyonu ve diğer tarikatlara dönük incelemelerin yapılmasını askeri kaynaklar istemiş olabilir mi? Öteden beri irtica ile mücadele konusunda Genel Kurmay'ın hassasiyeti malum…
Devlet paradigması şu an siyaset, asker, bürokrasi, istihbarat, emniyet, diyanet hepsini kapsadığı yeni bir paradigma. Bu yeni paradigma içinde ben bunun ortak bir akıl olduğunu düşünüyorum. Ve bu ortak akıl neticesinde devletin milli güvenliğini tehdit edecek olan bütün yapıların pasifize edilmesi için çok ciddi bir irade olduğunu düşünüyorum. Kısacası bu 15 Temmuz'dan sonra devletin yeni yürüme yolu…