Rusya: İran ve Türkiye, Suriye’de istikrar için kilit rol oynuyor

İtalya’da yayınlanan Il Giornale gazetesine konuşan Şoygu “İran ve Türkiye geçmişte de olduğu gibi bölgedeki en büyük aktörlerden ve Suriye’ye istikrar getirilmesi konusunda kilit rollerden birini oynuyor” dedi.

Şoygu, İran’ın Rusya ve Türkiye ile Suriye’deki krizin çözümüne yönelik Astana sürecinin garantörlerinden biri olduğunu vurguladı.

'SORUNLAR DİYALOG YOLUYLA ÇÖZÜLMELİ'

Rus Bakan, İran ile İsrail arasındaki sorunların da müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini, tek taraflı güç kullanımının bölgedeki gerginliğin artmasına yol açabileceğini ekledi.

Şoygu “İran ve İsrail, ya da başka ülkeler arasındaki sorunların askeri güç kullanımı ve uluslararası hukukun ihlali ile değil diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız. Suriye’deki herhangi bir tarafın güç kullanması Ortadoğu’daki gerginliğin tırmanmasına yol açar. Rusya olarak iki tarafın da itidalli davranması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

'SURİYE, S-300 İÇİN BAŞVURUDA BULUNMADI'

Şoygu, Şam’ın Rus S-300 füze savunma sistemlerinin sevkiyatı için Moskova’ya başvurmadığını söyledi.

Şoygu “S-300 bir savunma sistemi. Bu nedenle herhangi bir ülkenin ulusal güvenliğine tehdit teşkil etmiyor. Bu sistem yalnızca havadan saldırıları hedef alıyor. Ordumuzdaki herhangi bir silahın bir başka ülkeye sevkiyatına yönelik karar ilgili başvurunun yapılmasının ardından alınıyor. Henüz böyle bir başvuru yok” dedi.

'ŞAM'LA FÜZE SAVUNMA SEVKİYATI KONUSUNU GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ'

Şoygu, ABD, İngiltere ve Irak’ın Suriye’ye yönelik saldırganlığının, Şam’ın böyle bir savunma sistemine ihtiyacı olduğunu gösterdiğini, Rusya’nın bu konuyu ele almaya hazır olduğunu vurguladı.

Suriye'de kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddialarının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından soruşturulması talebini reddeden ABD, İngiltere ve Fransa 14 Nisan’ın ilk saatlerinde Suriye’ye yönelik füze saldırısı düzenlemişti.

'ABD İLE İNGİLTERE DIŞINDA HİBRİT SAVAŞ POTANSİYELİNE SAHİP KİM VAR Kİ?'

Öte yandan Rusya’nın Batı’ya karşı hibrit savaş yürüttüğü iddialarının da gerçeği yansıtmadığını belirten Şoygu şu sözlerle devam etti: “Hibrit savaş basın yoluyla kontrolün yanı sıra ekonomik yaptırımlarla, uluslararası istikrarsızlığı desteklemek ve en sonunda da terör eylemleri, sabotajlar gerçekleştirmesi için belli grupları kullanmak suretiyle yapılır. Bunları sıralamaya devam edebiliriz, ancak önemli bir ayrıntı var. Bunun günümüzde başarıyla uygulanması için küresel ve ikna edici bir medya, dünya finans sistemini yönetmeye odaklı iletişim teknolojisi ve başka ülkelerde özel kuvvet kullanımı deneyimi gerekli. ABD ile İngiltere dışında bu potansiyele sahip olan kim var ki?”

'RUSYA VE UKRAYNA'NIN DOĞRUDAN ÇATIŞMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Şoygu'ya göre Rusya ve Ukrayna arasında doğrudan çatışma yaşanması mümkün değil. Rusya ve Ukrayna'nın ortak köklere sahip olduğunu ve iki ülkenin tarih boyunca İkinci Dünya Savaşı da dahil en büyük sınavlardan birlikte geçtiğini kaydeden Şoygu, "Hatta anne tarafımdaki tüm akrabalarım Ukrayna'da yaşadı ve beni Lugansk'ın küçük maden kenti Stahanov'daki küçük bir kilise vaftiz ettiler" dedi.

'ABD 2014'TE UKRAYNA'DA HİBRİT SAVAŞ UYGULADI'

Şoygu, 2014'te Ukrayna'daki silahlı ayaklanmanın hemen öncesinde ABD tarafından yürütülen hibrit savaşın tüm belirtilerinin açık şekilde görüldüğünü de ifade etti.

Hibrit eylemlerin bilgi araçları üzerinde kontrolü, ekonomik yaptırımları, siber faaliyetleri, iç dalgalanmaların desteklenmesini, terör saldırıları için özel birimlerin ve uzmanların kullanılmasını kapsadığını belirten Şoygu, bu eylemlerin hayata geçirilmesi için üstün enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerine, küresel finans sisteminde kozlara ve özel kuvvetleri diğer ülkelerde kullanma deneyimine sahip olunması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

'AVRUPALI ÜLKELER DE HİBRİT SAVAŞ SÜRECİNDE YER ALDI'

"Bu potansiyele ABD ve İngiltere dışında kim sahip? ABD, 1990'ların başından beri bu yöntemleri eski Yugoslavya, Libya, Çeçenistan ve çok yakın bir zamanda da Suriye'de kullandı. Hibrit savaş belirtileri, Şubat 2014'te Ukrayna'da yaşanan silahlı ayaklanma sırasında da net biçimde görülüyordu. Üstelik bu hibrit savaşta Avrupalı ülkeler de yer aldı."