Lise öğretmeninin kendisini Rus edebiyatının klasiklerine yönlendirmesinden sonra edebiyata merak sardığını söyleyen Meliha Akay, Nikolay Gogol'dan Fyodor Dostoyevski'ye bütün Rus edebiyatçılarının eserlerini lise döneminde okuduğunu, özellikle Anton Çehov'a büyük bir hayranlık duyduğunu söyledi.
Kitabının yazım sürecinde Şamanizm'le ilgili araştırmalar yaptığını ve Şamanizm inancına sahip olanlarla birebir görüştüğünü ifade eden Akay, Ege'de Şamanizm inancının halen varlığını koruduğunu vurguladı.
Son yıllarda dinlerden ve dinlerin insana sunuluş biçiminden uzaklaşma olduğunu söyleyen Akay, "İnsanlar Tanrı'nın varlığını kabul etti ama dinlerin o dayatan, ısrarcı tavrından hoşlanmadı. Sonrasında ‘dinsellik' denilen süreç başladı, yani gizemli olanı arayış. Görünenin, algılanamayan yanına merak başladı. Matrix filmi bir rastlantı değildi, bir sürecin başlangıcının işaretiydi" diye konuştu.
"Birey olarak ayakta durmayı başaramıyoruz" diyen Akay, "Güçlünün kanatlarına sığınıp korunaklı olmayı tercih ediyoruz. Müslümanlıkta da Hristiyanlıkta da tarikatlara ya da cemaatlere yani güçlü olana bağlanma, güçlü olanın yanında olma isteği var. Sanıyorum bu sürecin sonunda birey kazanacak, çünkü birey güçlü olmak zorunda. Din üzerinden siyasallaşan tarikatların gücü inkar edilemez ama kaybedecekler inancını taşımak istiyorum" diye konuştu.