Karamollaoğlu: Doğru değildir diye düşünüyordum ama maalesef deist anlayış yükseliyor

Karamollaoğlu, dün partisinin kadın kollarınca düzenlenen ‘Kadına Değer, Türkiye’ye Huzur’ başlıklı toplantıda özetle şunları söyledi:

(Deizm tartışmaları) "Ben önceleri ‘Doğru değildir’ diye düşünüyordum. Ama maalesef giderek okullarda deist anlayışı yükseliyor. Çocuklar da önünde gördükleri, herkesin itibar ettiği, ülkeyi yöneten insanlar gibi olmak istiyor. O sizin tavrınıza bakarak kendi ahlakını şekillendiriyor. Gider insanları döver, arkasından da ‘Dayak yedik’ diye feryat koparırsanız hiç kimse bu ahlakı benimseyemez. Böyle giderse toplumumuz giderek kendi kendine yabancılaşmaya, ayrışmaya, kutuplaşmaya, en yakınındaki insanları hasmıymış gibi görmeye başlar.

'1.5 MİLYON SÜRÜNÜYOR'

Sosyal yardım adı altında insanların güç bela geçimlerini sağlamalarına imkân veriyor, ama onlar iş aramaya çıktıklarında o yardımı kesiyor. Bu zulümdür. Böyle geçinen, daha doğrusu sürünen 1.5 milyona yakın aile var. Eder bu 5 milyon işsiz.

(Ankara'da MHP'lilerin Saadetlilere düzenlediği saldırı) Bizim gençlerimiz bayrak asacaklar, birileri saldırıyorlar. Efendim bunlar saldırmamış, saldırıya uğramışlar. E mübarek 6-7 yaralı sadece bizim gençlerimiz. Öbür taraftan bir kişiyi gösterin! Polis seyrediyor, müdahale etmiyor.

'BİZDEN 10 DAKİKA SONRA MİTİNG KARARI ALDILAR, VAY CANINA'

Kudüs meselesi meydana geldi, biz hemen arkadaşlarla İstanbul’da toplandık miting kararını aldık. ‘Bunu hemen ilan edelim’ dedik, ‘Bunlar davranır bizim önümüzü kesmeye çalışır’ diye. Bakın, 10 dakika sonra ta Londra’dan Cumhurbaşkanı ilan etti. 10 dakika sonra, vay canına! Hem dinleme metotları bayağı gelişmiş hem de iletişim metotları gelişmiş. Olduğu gibi aktarıp, anında tepki verebiliyorlar. Bu marifet değil. Biz de yapmadık, vazgeçtik.

'BAŞÖRTÜLÜYE ZULMETMİŞ OLURSUNUZ'

Başörtülü kardeşlerimiz artık her göreve geliyor. Bunlar güzel şeyler. Ama bunlar her şey değil. Bir noktada önemli bir adım. Ama bununla siz insanları avutmaya kalkar, problemleri gözardı ederseniz, yok sayarsanız, o başörtülülere de zulmetmiş olursunuz. Biz bu memlekette huzur içinde yaşamak istiyoruz.”