Raporun bir ay gecikmeli olarak ve Birleşmiş Milletler (BM) Silah Ticareti Antlaşması yükümlülükleri raporuna yer verilmeksizin yayımlandığını aktaran STK'lar, "Fransa'nın silahlanma yarışında utanç verici bir şekilde, Körfez ülkeleri arasındaki krizden yararlandığını" ileri sürdü.
Bakanlığın raporunda, Fransa'nın geçen yıl gerçekleştirdiği silah satışından 6,9 milyar avro gelir elde ettiğinin hatırlatıldığı açıklamada, bunun 3,9 milyar avro olmak üzere yarıdan fazlasının Körfez ülkelerine gerçekleştirildiği ve bu ülkelerin çatışma halinde olduğu belirtildi.
Silahlanma Gözlemevi Temsilcisi Tony Fortin, "Yemen'deki çatışmalarda taraf olan koalisyon üyelerinden Suudi Arabistan, 2017'de 1,38 milyar avro değerinde silah satışı ile Fransa'nın ikinci büyük müşterisi haline gelmiştir. Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Mısır, Fransa'nın en önemli müşterileri arasındadır" değerlendirmesinde bulundu.
'ANLAŞMANIN AÇIKÇA İHLAL EDİLİYOR'
Fransa tarafından satılan silahların başta Ortadoğu olmak üzere dünyadaki çatışma bölgelerinde kullanılmasına karşı çıkan Cumhuriyet Yürüyüşü (LREM) milletvekili Sebastien Nadot, Mecliste bir soruşturma komisyonu kurularak konunun incelenmesi çağrısında bulunmuştu. Savunma Bakanı Florence Parly'nin bu yönde Ulusal Meclis Savunma Komisyonunda bilgi vermesinin beklendiği oturumun gizli yapılmasına karar verildiği öğrenildi.
Fransa'nın silah ve toplumsal gözetleme ile kontrol araçları satışına karşı eleştiriler, son dönemde artış gösteriyor.
'MISIR'DA YAPILAN KANLI BASKINLARDA FRANSA'NIN ROLÜ VAR'
Çok sayıda dernek tarafından önceki gün yapılan açıklamada, Fransa'nın Mısır yönetimine 2010 yılında sadece 39.6 milyon avro olan silah ihracatının 2016'da 1.3 milyar avroyu geçtiği kaydedilerek, "Son 5 yılda Mısır'da uygulamaya konulan kanlı baskınlarda Fransa devleti veya Fransız şirketlerinin payına" vurgu yapılmıştı.
Konuyla ilgili raporda, sadece silah satışının değil gözetleme ve kontrol altında tutmayı sağlayan yazılım ve bilişim materyalinin de satışında olağanüstü bir artışın olduğu bildirilerek, 2011 devriminin sosyal medyayı iyi kullanan bir genç nesil tarafından gerçekleştirildiği fakat Fransa'nın es-Sisi yönetimine sağladığı yoğun kontrol ve baskı desteğiyle her türlü aykırı sesin susturulmasına destek olduğu dile getirilmişti.