T24'e konuşan Fatih Altaylı, kurumda şu an için idari bir görevinin olmadığını hatırlatırken "Gazetecilerin bir kez daha işsiz kalacak olmasına üzülmemek mümkün değil" dedi.
Altaylı'nın ifadeleri özetle şöyle:
En azından bana yapılmış bir tebligat yok. Biliyorsunuz şu anda benim gazetede idari bir görevim de yok. Ama dedikodular bu kadar ayyuka çıktığına göre, anlaşılan haberler gerçeği yansıtıyor; patron herhalde kapatma kararı almış.
Habertürk'te, benim kurduğum gazeteye göre farklılıklar vardı. Ben kurduğumda Habertürk Türkiye'nin en etkili gazetelerinden biriydi. 400 bin tiraja gelmişti, Hürriyet'in arkasından ikinci büyük gazeteydi. Belirli bir kârlılığı vardı.
'2014'TEN BERİ REKLAM GELİRLERİ DÜŞTÜ'
Fakat 2014'ten beri reklam gelirleri düştü, rantabl olmaktan çıktı. Son yıllarda reklam ajanslarında da bir değişim, farklılaşma yaşandı. Bu da Türkiye'nin total durumuyla ilgili. Reklamveren, "Benim müşterim mesela 'Habertürk, Hürriyet' okuyor, diyor, bu gazetelere ilan/reklam veriyor. Ancak o reklamdan sonra kapısına 30 gazete dayanıyor, baskı/basınç oluyor. Bir gazeteye reklam vermek, neredeyse politik bir beyan gibi algılanır oldu.
Turgay Bey (Ciner), öyle ortalıkta görünmek isteyen, görünen biri değil. Bir iş adamı, yatırımlarının kârlılığına bakar. Demek ki, geldiği noktada rantabl görmüyor gazeteyi. Türkiye bu şekilde devam ettiği müddetçe, merkez medyada rantabl olacak gazete yatırımı yapmak mümkün değil. Merkez medyadaki reklam geliriyle gazete yapmak mümkün değil. Bu açıdan baktığınızda kapatma kararı doğru bir şey.
'DİJİTAL YAYIN BÜTÜN GAZETECİLERİ KORUYAMAZ'
Diğer yandan burada çalışan çok sayıda gazeteci var. Hâlâ benim getirdiğim ekibin önemli bir bölümü gazetede. Aralarında gerçekten çok iyi gazeteciler var. Dijital yayın hepsini koruyamaz. Bu insanların kiraları, çocuklarının okul masrafları vs. var. Gazetecilerin bir kez daha işsiz kalacak olmasına üzülmemek mümkün değil.
Fazla bir bilgiyle konuşmuyorum; dediğim gibi idari bir görevim yok. Kendi durumumla da ilgili bir şey diyemem. Açıkçası Turgay Ciner'den yana bir rahatsızlığım yok, baskı görmüşlüğüm yok. Habertürk internette yazmaya devam etmemi, televizyondaki programı sürdürmemi isterse sürdürürüm. Hâlâ Türkiye'nin namuslu gazetecilerinden biri olduğumu düşünüyorum. Bizim derdimiz yazabilmek. Hiçbir yerde yazamazsam kendi blogumda yazarım.