Dünya gazetesinden İbrahim Ekinci, TÜAD Başkanı Handan Esmer ile yaptığı görüşmeyi köşesinde aktardı. Esmer, “Seçim zamanı ortaya çıkan ve araştırmaları siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılan şirketlerin yayınladığı sonuçlar dikkate alınmamalı” dedi. Dünya'da yayımlanan yazının bir kısmı şöyle:
Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaparak, siyasi kamuoyu araştırmalarıyla ilgili inceleme başlattığını duyurdu.
Peki ne olacak? Çağrılarını tekrar etti: “Seçim zamanı ortaya çıkan ve araştırmaları siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılan şirketlerin yayınladığı sonuçlar dikkate alınmamalı” dedi.
Bu araştırmaların şüphe uyandırmasının en önemli nedeni, ürettikleri sonuçlar arasındaki büyük farklılıklar. Bilimsellik ölçüleri içinde yapılıyorsa, farklı şirketlerin ürettiği sonuçların birbirine yakın olması beklenir. Oysa yapılmış 20 küsur araştırmanın bazılarında 10-15 puanlık fark gösteren sonuçlar bile vardı. Bu farkın nedenini sordum;
AKREDİTASYON OLMALI
Bir kuruluşa araştırmacı ehliyetinin veren bir akreditasyon kurumu yok mu? “Var", dedi Handan Esmer. “Bizim derneğimizde var. Bağımsız kuruluş Bureau Veritas geliyor, her yıl üyeleri, projeleri örneklem seçiminden anketör eğitimlerine kadar denetliyor. Ancak siyasi araştırma yapanları kimse denetlemiyor. Bazen araştırma yapılıp yapılmadığını bile merak ettiğimiz işler oluyor. Bizim üyelerimiz pazarın önemli oyuncuları. Siyasi araştırma yapanlar içinde derneğe üye olanlar çok az. Denetimsizlik de oradan geliyor.”
KOMİSYON TALEP BEKLİYOR
VATANDAŞ, 'KARARSIZIM' DEMEYİ ÖĞRENDİ
Peki bu propagandif, uyduruk araştırmaların etkisi oluyor mu? Esmer, “Manipülasyon içinde olma durumu var. Ama ne kadar yapıyorlar, çok belli değil. Siyasi partilere oy veren insanlara etkilerine dönük bir araştırma yapılmış değil. Partilerden iş alıyorlar, para alıyorlar ama burada kritik olan şey sonuçları bangır bangır aktarıyor olmaları. Birbirinden farklı bu kadar yorumda ‘acaba ne oluyor?’ dedirtiyor. Araştırma dönemi dışında örneklem seçimi önemli. Hangi ilden kaç örnek seçildiği, hangi bölgeyi temsil ettiği, sorunun soruluş biçimi… Bunlar her zaman sonucu etkiler. Her çalışmada yüzde 15-20 gibi cevap vermeyen kitle var. Onu nasıl dağıttığı önemli. Vatandaş ‘kararsızım’ demeyi öğrendi.”