Karamollaoğlu, 1 haftadan az bir süre kalan erken seçim hakkında Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan seçilir ama Meclis’teki çoğunluğu muhalefet alırsa ne olur?” tartışmaları var. Kimileri “Bu yeniden seçime neden olur”, kimileri “Sistem krizine yol açar” diyor. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Millet İttifakı içerisinde görüş ayrılıkları var mı? CHP’nin veya İYİ Parti’nin, “Biz buna aslında katılmıyoruz” dediğiniz politikaları var mı?
Her partinin programı zaten birbirinden farklıdır. Biz bu farklılıkları görmeden bir ittifak yapmıyoruz. Bu bir koalisyon değil. Barajı aşabilmek için bir ittifakın gerekli olduğunu düşündük. Çünkü kamuoyunda özellikle bize karşı, “Bunlar barajı geçemez, o halde ben oyumu gidip ikinci tercihim olan bir partiye vereyim” şeklinde bir düşünce var. Bunun üstesinden gelebilmek için böyle bir ittifak yaptık. İkinci olarak, kuvvetler ayrılığı prensibinin mutlaka benimsenmesini istiyoruz. Aynı parti programlarına sahip partiler değiliz; elbette birbirimizden farklarımız var. Bundan dolayı da “Her noktada aynı düşüneceğiz” gibi bir iddiamız hiç olmadı. Hükümet değiliz.
Biz Türkiye’nin tamamına talibiz. Bir defa yanlışlık burada başlıyor. Elbette cami cemaati, gittiğimiz zaman birlikte namaz kıldığımız insanlar. O caminin içinde CHP’lisi de İYİ Partilisi de MHP’lisi de AK Partilisi de var. Cami cemaatini siyasi görüş itibarıyla tek görüşe sahip gibi kabul etmek doğru değil. İnançta aramızda bir farklılık olmaması icap eder. İmanın şartlarını, İslam’ın şartlarını kabul eden insanlarız. Ama bizim Türkiye’nin yönetimindeki yaklaşımlara itirazımız var. Elbette dinin kâmil manada yaşanması, din hürriyeti, dini hakların topluma verilmesi şart. Bunları zaten olmazsa olmaz. Bugün AK Parti’nin takip ettiği ekonomik sistem faizci ve tamamen ranta dayalı bir sistem. Bu arkadaşlarımızın ağzından hiç “İslam ittifakı” diye bir laf duyuldu mu, bunu dile getiren biziz. Bu arkadaşlarımız Kıbrıs’tan vazgeçip orayı boşaltıyorlar. Dış politikada uyuşamıyoruz. Amerika’dan kopamıyorlar. İsrail’in bütün yanlışlıklarına, Ortadoğu’da uyguladıkları politikaların hepsine destek veriyorlar. Bunların hiçbirine “Evet” diyemeyiz.
Bana şapka da giydiriyorlar, başka şeyler de giydiriyorlar. Hakaret içermedikleri müddetçe, sosyal medyadaki bu tip yaklaşımlara gülüp geçiyorum.
Bir de tepki toplayan bir fotoğraf var; sizi rakı içerken göstermişler. Onu nasıl karşıladınız?
Bir insan bu kadar alçalmaz diye düşündüm. Aslında ehemmiyet de vermedim. Herkes benim ne olduğumu, böyle bir şey yapmayacağımı bilir. Belki cahilce yapılan bir şeydi ama kimin yaptırdığı önemli. Birisi benimle mücadele edecekse, benimle ilgili fikirlerini gündeme getirir, onunla ilgili kanaatlerini söyler. Bunun da yine bir edep duygusuyla yapılması icap eder. Ama başka türlü şeylere başvuruyorlarsa, yazıklar olsun. Ne diyeyim…
Sayın Arınç’ın oradaki açıklamalarından memnun oldum. Sevdiğimiz bir kardeşimiz. Tabii kendi fikirleri bazı yerlerde çok daha farklı olabilir. Ama ben Sayın Arınç’la temelde birçok konuda anlaşabileceğimiz kanaatindeyim. Şimdilik AK Parti’nin içinde. Herkes kendisini farklı bir baskının altında hissediyor. Bundan dolayı da birtakım tercihlerde bulunurken çok ölçülü davranıyor. Bugün AK Parti’nin içinde olup da bize oy verecek çok büyük bir kesim olduğunu biliyorum. Belki şu anda önde olmayan ama geçmişte çok ciddi manada görev almış, bakanlık yapmış insanlardan bahsediyorum. Bu insanların içinde çok büyük bir kesim var. AK Parti’de yaklaşık yüzde 15’lik bir kopmadan bahsediliyor. Bunun 9’u zaten 7 Haziran’da yaşandı. O günden bugüne ciddi bir kopma da var. Bundan dolayı bu kopan kesimin ağırlıklı olarak bize geleceğini, oy vereceğini düşünüyorum. Ama ayrıca bunu çıkıp da davul-zurna ile de ilan etmeyeceklerini düşünüyorum. Dip dalga dememin sebebi bu.