Kim-Trump zirvesi ekseninde G7 zirvesi ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesini Dr. Mühdan Sağlam ile konuştuk.
‘TARAFLARIN İYİ NİYETİNİ ORTAYA KOYAN BİR ANLAŞMA'
Mühdan Sağlam'a göre ABD- Kuzey Kore arasında yapılan anlaşma tarafların iyi niyetini ortaya koyan bir anlaşma. Sağlam, anlaşmayı aynı zamanda hiçbir şeyin belli olmadığı bir metin olarak yorumlamanın mümkün olduğunu ifade etti:
‘VİTRİNDE İKİ AKTÖR GÖRÜLÜYOR, PERDE ARKASINDA ALTILI FORMÜLE UYULUYOR'
"Trump'ın söylediğine göre tam rakamlara bakarsak şu anda Güney Kore'de 32 bin, Japonya'da 45 bin ABD askeri var. Yüklü bir askeri konuşlanma söz konusu. Bunun yanında varolan askeri gemiler, donanmanın kendisi, keza savaş uçakları aslında ABD yığınağının büyük bir kısmının Asya Pasifik'e konuşlandığını görüyoruz. Bunun Afganistan ve Irak'ın çok daha altında olan rakamda asker çekmesinin ne kadar uzun süreye yayıldığını göz önüne alırsak özellikle hassas dengelerin olduğu bir bölgede bunun kolay olacağını düşünmüyorum. Bu da sürecin uzun tutulmasının nedenlerinden biri. Hem stratejik olarak hem de sürecin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi açısından. Çünkü ABD aynı zamanda Güney Kore ve Japonya'nın garantörü. Bir anda askerlerini çektiği takdirde bu iki ülke yeniden bir güvensizlik iklimine dönebilir. Çünkü Kuzey Kore değilse de Çin ile bir sorun yaşayabilirler. O yüzden ABD'nin daha temkinli hareket edeceğini düşünüyorum. Trump'ın bu süreçte Çin'e teşekkür etmesi, nükleer silahlardan arındırılma sürecinde Güney Kore ve Japonya Kuzey Kore'ye yardım edecekti demesi ve Rusya'nın bu süreci özellikle Çin üzerinden yürütmesi aslında her ne kadar görünürde iki aktör olsa da perde arkasında altılı formüle uyulduğunu ama vitrinde iki aktörü gördüğümüzü söyleyebilirim."
‘RUSYA, KUZEY KORE'YE TAMAMEN SIRTINI DÖNMÜŞ DEĞİL'
"Rusya'nın daha önce perde arkasından Kim ile ABD'nin doğrudan görüşmeleri üzerinden yürüttüğü süreci (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov yerinden görmeyi tercih etti. Çünkü bu dönemde Kim de kendini baskı altında hissediyordu. Rusya ile her görüşmesi ABD'ye bir mesaj gibi algılanıyordu. Trump görüşmeleri iptal etmeye çalıştı sonra da oryantalist bir tavırla ‘Biz Kuzey Kore'nin istekliliğini görmeye çalıştık' dedi. Bu süreçte biz Güney Kore'yi daha çok gördük. Abe Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştirdi, Kore süreci gündemdeydi. Rusya perde arkasından ve halihazırda güçlü olan tarihsel bağların yanında şu anda Rusya'da 100 binden fazla işçi çalışıyor. Bu işçiler aynı zamanda Kuzey Kore'ye dönük olan finansal akışın ayakta kalmasını sağlayan bir unsur. Yaptırımlar var olmakla birlikte en azından belirli sınırlar dahilinde Kore'ye tamamen sırtını dönmüş değil. Çünkü Rusya ile Kuzey Kore doğrudan komşu ülkeler. Dolayısıyla güvenlik ve jeopolitik perspektifleri hayati bir rol oynuyor. Lavrov'un ziyareti bir yanıyla Kuzey Kore'nin tutumunu algılamaya çalışmaktı. Bu hem Rusya-Kuzey Kore ilişkisi hem de Kuzey Kore barış süreci açısından Rusya'nın katkıya hazır olduğunu göstererek kendi dinamiklerini, önceliklerini ve tarihsel bağlarını hatırlatma ihtiyacı hissetti. Rusya ‘Ben şu an masada görünmüyor olabilirim ama emin olun benim sözüm bu salonda hissedilecek, duyacaksınız' dedi."
‘İRAN'IN YAKIN DÖNEMDE ŞİÖ'YE KATILIMI GÜNDEME GELEBİLİR'
"Şanghay İşbirliği Örgütü'nün önceliğinde güvenlik ve terörizmle mücadele vardı. Ama isminden anlaşılacağı gibi bir işbirliği örgütü. 2002'de Şanghay İşbirliği Örgütü adını almasıyla birlikte yavaş yavaş ekonomik entegrasyonun arttırılması, işbirliğinin farklı alanlarda güncellenmesi gündeminde sürekli yer etti. Şu anda ŞİÖ bünyesinde üç tane BRICS üyesi var: Hindistan, Rusya ve Çin. Çin ile Hindistan'ı yan yana koyduğumuzda ekonomik ve ticari hacimleri, sahip oldukları Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GYSH) ile çok dikkat çeken iki aktör. Bunun yanına bir de askeri kapasitesi, siyasi iradesi, küresel siyasetteki pozisyonu çok dişli olan Rusya'yı koyduğunuzda belki ekonomik olarak bütçe olarak G7 ile ölçümlemek yanlış olur ancak göz ardı edilemeyecek kadar da güçlü bir rakibin karşılarında olduğu bilinmeli. Ayrıca bir meydan okuma siyaseti yürütmediklerini de hatırlatmalı. Hindistan ile Pakistan'ın tarihsel anlaşmazlıkları mevcut, bunun yanında Hindistan'ın Çin ile yaşamış olduğu sıkıntılar var. ŞİÖ aslında bölgedeki bu sorunları bir şemsiye altında toplayarak, sorunların çözümü için bir şemsiye görevi görmek istiyor. ŞİÖ Zirvesi sonrası Kuzey Kore ile barış sürecini desteklediklerini söylediler. Batı'da ve Doğu'da gerçekleşen iki zirvede farklı konular konuşulsa da Trump'ın İran ile yapılan Nükleer Anlaşma'dan çekilmesinin yanlış olduğu konusunda hemfikir oldular. Bu G7'nin amirallerinden bir tanesine karşı olması açısından dikkate değer bir vurgu. ŞİÖ kendi bölgesindeki jeopolitik dengeleri okuyarak çözüm bulmaya çalışan geniş perspektifi olan bir örgüt. Ayrıca İran'ın yakın dönemde katılımı gündeme gelebilir. Çünkü İran gözlemci statüsünde zaten. Eğer İran katılırsa, bunun hem Asya'daki dengeler hem de Ortadoğu dengeleri açısından önemli bir kırılma noktası olacağını söylememiz mümkün."