Bugün Kanada'da başlayan G7 zirvesine Trump'ın Paris İklim Anlaşması'ndan İran'la nükleer anlaşmaya dek uluslararası anlaşmalardan çekilmesinin üzerine müttefik ülkelere gümrük duvarlarını yükseltmesinin gerilimi damga vurdu.
Diğer liderler daha zirveye varmadan telefon görüşmeleri ve sosyal medya hesapları üzerinden Trump'la kapıştı.
TRUMP EN SON GELEN, İLK GİDEN LİDER OLACAK
ABD'nin en yakın müttefikleri olan Avrupa Birliği, Kanada ve Meksika'ya çelik-alüminyum ithalatında yüzde 25-10 ilave gümrük vergisi uygulamaya başlayan Trump'ın diğer liderlerin öfkeleri karşısında zirveye en son katılan ve ilk ayrılan lider olacağı belirtildi. ABD Başkanı cumartesi sabahı zirveden ayrılarak iklim-çevre konulu toplantıya katılmayacak.
MACRON: HİÇBİR LİDER EBEDİ DEĞİL
''İkna edici olmaya ve ABD'yi uluslar topluluğu içinde tutumaya çalışmak zorundayız, ama çıkarlarımız ve değerlerimizi de asla feda etmemeliyiz… Ticaret savaşı kimse için iyi değildir, Amerikalı işçilerden başlayarak… Dost ve müttefik ülkeler arasında ticari yaptırımları haklı göstermek için ulusal güvenlik gerekçesi göstermek uygunsuzdur… Amerikan çıkarları dahil çıkarlarımız ve değerlerimiz çok taraflılık sayesinde inşa edilmiştir. Tarihe bakarsak, izolasyonalizm Amerikan halkı için kötüdür… G7 bildirisinin içeriği, 7 ülkenin hepsi tarafından imzalanması iradesinden daha güçlü olmalıdır. İlkesel olarak 6+1 tipi anlaşmayı dışlamamalıyız'' mesajlarını veren Macron şu çıkışı da yaptı:
''Hiçbir lider ebedi değildir. Bizim ötemizde taahhütleri miras alıyoruz. Onları üstlenip devam ettiriyoruz. Ulusların hayatı böyledir.''
No leader is eternal. We inherit commitments which are beyond us. We take them on. That is the life of nations. https://t.co/A72hqtvRYw
— Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron) 7 Haziran 2018
G7'nin 6 ülkesinin toplamda Amerikan piyasasından daha büyük bir piyasa oluşturduğunu, bunun unutulmaması gerektiğini belirten Fransa Cumhurbaşkanı ''Biz müttefikler birbirimizle ticaret savaşlarına tutuşamayız. Askerlerimiz ortak değerleimizi savunmak için birlikte omuz omuza çarpışıyor'' vurgusunu yaptı.
Hızını alamayıp ''Tüm gücümle hegemonyayla savaşacağım. Hegemonya en güçlü olanın hayatta kalmasıdır. Hegemonya hukukun üstünlüğünün sonudur'' dedi.
I will fight hegemony with all my strength. Hegemony is the survival of the fittest. Hegemony is the end of the rule of law. https://t.co/CcaIK65Cm5
— Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron) 7 Haziran 2018
Macron, İngilizce tweet bombardımanını şöyle noktaladı:
''Amerikan Başkanı izole edilmeyi dert edinmiyor olabilir, ama biz de gerekirse 6 ülkeli anlaşma imzalamayı dert edinmiyoruz. Çünkü bu 6 ülke değerleri, gerisinde tarihin ağırlığı olan ve artık gerçek bir uluslararası güç olan bir piyasayı temsil ediyor.''
The American President may not mind being isolated, but neither do we mind signing a 6 country agreement if need be. Because these 6 countries represent values, they represent an economic market which has the weight of history behind it and which is now a true international force https://t.co/UA86fcjozs
— Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron) 7 Haziran 2018
Böylece Macron'un daha nisan sonunda Beyaz Saray'da Trump'la verdiği sıkı kanka pozları sona ererken ABD Başkanı'na en sert hesap soranlardan biri de bugüne dek ABD'nin girdiği her savaşa katılmasına rağmen ulusal güvenlik gerekçesiyle gümrük duvarlarına toslayan Kanada'nın lideri.
G7 zirvesine evsahipliği yapan Kanada Başbakan Justin Trudeau, öncesinde telefon düellolarına tutuştuğu Trump'ı şaşırttı.
Trudeau'ya telefonda ''1814'te Beyaz Saray'ı yakan siz Kanadalılar değil miydiniz'' diye kafa tutarak tarihi hiçe sayan Trump, daha sonra tweet atıp suçu Kanada'nın genç liberal liderine attı.
'ABD'ye devasa gümrük vergileri uyguladıklarını ve parasal olmayan bariyerler yarattıklarını lütfen Başbakan Trudeau ile Cumhurbaşkanı Macron'a hatırlatın. AB'nin ABD ile ticaret fazlası 151 Milyar dolar ve Kanada bizim çiftçilerimizi ve diğerlerini dışlıyor'' diye başlayan Trump şöyle devam etti:
Please tell Prime Minister Trudeau and President Macron that they are charging the U.S. massive tariffs and create non-monetary barriers. The EU trade surplus with the U.S. is $151 Billion, and Canada keeps our farmers and others out. Look forward to seeing them tomorrow.
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) 7 Haziran 2018
''Başbakan Trudeau o kadar darılıp kızmış ki ABD ile Kanada'nın uzun yıllara dayanan ilişkisini ve diğer her türlü şeyi gündeme getiriyor… ama bizden ithal edilen süt ürünlerine yüzde 300 vergi uygulayıp Çiftçilerimize zarar verdiğini, Tarımımızı öldürdüğünü gündeme getirmiyor.''
Prime Minister Trudeau is being so indignant, bringing up the relationship that the U.S. and Canada had over the many years and all sorts of other things…but he doesn’t bring up the fact that they charge us up to 300% on dairy — hurting our Farmers, killing our Agriculture!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) 7 Haziran 2018
Ardından bu konuda 3 tweet daha atan Trump'ın G7 zirvesine kısa süreli katılımı kendisi ve Beyaz Saray tarafından Kanada'dan doğrudan Singapur'a uçacak ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'la 12 Haziran'da yapacağı zirvenin hazırlıklarına başlayacak olmasıyla gerekçelendirildi.
Trump, ABD ile İngiltere arasındaki tarihi ittifaka rağmen, İngiltere Başbakanı Theresa May'in baş başa görüşme teklifini de reddederken İngiliz Telegraph gazetesi bunun nedenini şöyle açıkladı:
''Yakın çevresine söylediklerine bakılırsa; kendisiyle gümrük vergileri konusunda ders verir tonda konuşan May'in okul müdiresi havasından usanan Trump, dört gözle beklediği Kim'le zirve öncesi İngiltere Başbakanı'nın canını sıkmasını istemedi.''