Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 125 baz puanlık faiz artırımının ardından bir haftada yapılan toplam faiz artışı yüzde 4.25'e geldi. Buna rağmen dolardaki düşüşün arzu edilen seviyeye gelmediği dile getiriliyor. Gazeteci ve iktisatçı Mustafa Sönmez, Seyr-i Sabah programında Türkiye'nin Arjantin'in ardından dünyanın en yüksek ikinci faiz oranına sahip olduğunu çünkü ekonomik göstergelerin iki ülke için de birbirine yakın olduğunu söyledi. Arjantin'in IMF ile anlaşma masasına oturduğunu hatırlatan Sönmez, Türkiye'nin de adım adım bu noktaya doğru gittiğini vurguladı:
‘FAİZİN DOLARI NE KADAR İNDİRECEĞİNİN BELLİ BİR MEKANİĞİ YOK'
"Merkez Bankası'nın faiz artırışı sürpriz olmadı. Tahminler farklıydı faiz oranı konusunda. Bir haftada faiz 4.25 puan artmış oldu. Niye artıyor? TL'yi cazip kılmak için. Dolara dövize yöneliş vardı. Onun da sebebi enflasyondu. Yüzde 12'yi aşmış enflasyon karşısında TL'de durmak akıl karı değildi. Enflasyon kadar faizi TL vermeyince gelirler azalıyor. Kendinizi korumak için dövize yöneleceksiniz doğal olarak. Bir de seçimin getirdiği belirsizlik ve güvensizlikler var. Yerli para bu yüzden cazip hale getirilecekti. Bu da faiz artışıyla ortaya çıktı.
Neden Arjantin'den sonra ikinci en yüksek faizi veriyoruz? Çünkü Arjantin'den sonra en yüksek enflasyon bizim. IMF'ye teslim oldu Arjantin. Biz de adım adım o noktaya doğru gidiyoruz. IMF'nin bir çatağı var. Bunun içinde her ülkenin parası var. 2008-2009'da bunu büyütmek istediler. Türkiye kotadaki yüzde 1'i ölçüsünde ‘5 milyar dolar koyarız' dedi. Fakat IMF o parayı tedarik etti ve bizden para istemediğini söyledi. Bu kadar insanları enayi yerine koyan bir demeç olamazdı. O borç verdiğimiz IMF'ye tıpış tıpış gidiyoruz. Çünkü Arjantin'e çok benzer enflasyon ve cari açığımız var. Bir tek bizden daha fazla kamu açıkları var. IMF'ye gitmeden bir önceki seçenek olarak sandık geldi. Bunu iyi kullanmak lazım. Faize rağmen döviz düşmedi. Faizin doları ne kadar indireceği mekaniği yok değişkeni çok fazla. Sizin faizi vermeniz yetmiyor. Orada belirsizlik var mı güven var mı, risk var mı? Fiyatın belirlenmesinde faiz-döviz mekaniği yok. İç ve dış riskler var.
'BUNUN ADI KRİZDİR'
Bir takım öncü göstergeler var: Satın alma yöneticilerinin eğilimleri ölçülüyor. Bu anketlerde durumlar hiç parlak gözükmüyor. Sanayi omurgadır. O düşünce herşey düşer. Bütün beklenti anketleri aşağı iniyor. Tüketici de tüketmiyor. Yılın ikinci yarısında Türkiye küçülecek. Bunun adı krizdir. Numan Kurtulmuş 'Kriz mriz yoktur' dese de kriz bir halatın aniden kopması değildir. Vapurlara bağlanan halatı düşünün. Halat geriliyor da geriliyor. Bu gerilme krize gidiştir. Sonra halatı tutan lifler teker teker atar. Siz dersiniz ki hala kopmadı… Kriz işte böyle gelir. 'Dan' diye damdan bacadan gelmez krizler. Bütün bunları düzeltmediğiniz sürece krizi önlemek hiç kolay değil. Herkes şunu bunu yapacağım diyor. İşin başına geldiğinizde devlette bulacağınız tablolar başka şeylerdir. Ben bildirgelere bakıyorum onlar —cek —cak yazan şeyler. Tarih bize sosyal demokratların iktidardaki kaderi 'restorasyon' diyor. CHP muhalefet destekli bir iktidar başlatırsa önünde ona buna dağıtılacak şeker yok. Sadece kemer sıkma var. İnce'nin dediği gibi vatandaşın değil devletin kemerini sıkacağım dersen devletin lüks tüketiminde ciddi kaynaklar var. Yükü adil bir şekilde paylaştırmak gerekiyor."