MHP ile AK Parti'nin siyaset sahasında yakınlaşmasının ardından sert açıklamalarıyla gündeme gelen MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya, 24 Haziran seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kaya'nın Sözcü'den Nil Soysal'a yaptığı açıklamaların bir kısmı şöyle:
Başkanlık sistemi özü ve AKP'nin getirdiği şekli ile kuvvetleri tek elde toplayan bir sistem. Bunun da milliyetçiliğe, demokrasiye ters düştüğünden hareketle en başından itibaren MHP çok şiddetli itirazlar yöneltmişti. Aynı şekilde başkanlık sisteminin Türkiye'yi eyaletler sistemine götürecek yolun bir başlangıcı olduğunu yine MHP dile getirmiş, bu konuda uyarılarda ve tespitlerde bulunmuştu. Dolayısıyla bütün bunlar arkadaşlarımızın hafızalarında duruyor. Hal böyleyken hiçbir inandırıcı gerekçe olmadan bu iddialarımızdan vazgeçip; "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kabul ediyoruz, haydi oy verelim" demekle oy verilmeyeceğini referandum gösterdi. MHP camiası referandumda 3'te 2 oranında ‘Hayır' oyu verdi. Meclis'te de referandum sürecince 35 milletvekilinin 7- 8'inin hayır oyu verdiğini biliyorum. Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde bunun çok daha baskın biçimde görüleceğine inanıyorum.
İYİ Parti'yi oluşturan kadroların yüzde 80'inden fazlası bizim arkadaşlarımızdan oluşuyor. Ama parti ve program olarak baktığımız zaman Türk milliyetçiliği ve ülkücülüğü esas almış bir yapısının olmadığını görüyoruz. Temennimiz önümüzdeki süreçte bu ayrılığın son bulması ve yeniden herkesin baba ocağında buluşması. 2019 yılı MHP'nin 50. yılı olacak. Ama bu anlamda MHP'nin bir cumhurbaşkanı adayı da yok! Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu ideolojiye sahip mevcut yönetim nasıl olur da kendilerine taban tabana zıt, milliyetçiliği hasım olarak, İslam dışı bir anlayış olarak gören ve bu yönüyle "Milliyetçilik ayaklar altındadır" diyen bir siyasal İslamcıyı cumhurbaşkanı adayı olarak bizim karşımıza çıkarır? İtirazımız buna. Tayyip Erdoğan bu seçimi alamayacak. İkinci tura kalırsa eğer kesin kaybedecek. MHP de 50. yılı olan 2019'da kurucu ayarlarına geri dönecek.
HDP'nin tüzüğünün ikinci maddesindeki eşit vatandaşlık, ortak vatan meselesi aynı zamanda HDP'nin ana prensibi biliyorsunuz. Şimdi bu eşit vatandaşlık; bütün vatandaşların bireysel olarak eşitliği ise bu anayasamızda var zaten. Ama HDP tüzüğünde kastedilen; etnik olarak, etnik grupların o kimlikleri ile anayasada yer aldıkları bir sistem. Bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz söz konusu bile olamaz. Ancak aynı eşit vatandaşlık Sayın Erdoğan'ın beyannamesinde de var. Tabii Tayyip Bey'in bu tür hamlelerine şaşırmamak lazım. Kendisi daha önce; "Ben gerekirse papaz elbisesi de giyerim" diyerek bizi uyarmıştı. Ama bu bizim kırmızı çizgimiz ve şu anda ülkücü camiayı en çok rahatsız eden konulardan bir tanesi. Beyannamesine kırmızı çizgimizi koyan Erdoğan'a hiçbir ülkücü ve MHP'li oy vermeyecek. Türk milleti de bu anlayışa geçit vermeyecek.
Kaya, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin AK Parti'den ve Erdoğan'dan veto yemesine rağmen tekrarladığı af çağrısını da eleştirdi ve şöyle dedi:
"Ben de uzun yıllar cezaevinde yattım. Ancak bu mesele ulu orta hele bir seçim arifesinde gündeme getirilecek bir mesele değil. Böyle bir adım atılacaksa, bu adım dillendirilmeden atılmalıdır. Bunu dillendirip, bir beklenti oluşturulup, sonra adım atılmazsa cezaevlerinde ciddi huzursuzluklar yaşanabileceği yönünde endişelerim var."