İBB binasının darbeciler tarafından kontrol altına alınmaya çalışılması sırasında, 14 vatandaş hayatını kaybetti. Daha 5 günlük askerken darbeci komutanları tarafından İBB binasına götürülen er Ahmet Özdemir, darbe girişiminin bastırılmasının ardından tutuklandı. Halen Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan er Özdemir, yargılandığı davada 14 vatandaşın hayatını kaybetmesi nedeniyle 14 kez, darbeye katılmak suçundan ise 1 kez müebbet hapis cezasıyla cezalandırıldı.
Er Ahmet Özdemir, gazeteci Yazgülü Aldoğan'a yazdığı mektubunda, "O gün belediye binasındaki güvenliklere silahımı verip teslim oldum. Kimseye zarar vermedim. Ama ne yazık ki rütbeliymişim gibi yargılanıyorum. Ailem ve ben hem maddi hem manevi zor durumdayız. Engelli kardeşim var 20 aydır görmüyorum. Sesini bile duymuyorum. Avukat tutacak maddi durumumuz yok. Bu davayla uğraşacak ne maddi ne manevi gücümüz yok." demişti. RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan Avukat Gül Önder, Ahmet Özdemir'in yaşadıkları ve çarptırıldığı cezayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
'AİLESİ ZORLUK ÇEKİYOR'
Avukat Önder, Özdemir'in durumunu öğrendikten sonra gönüllü olarak avukatlığını üstlendiğini belirterek sözlerine başladı. Özdemir'in ailesinin Çorum'da yaşadığına değinen Önder, "Babası inşaatlarda günübirlik çalışıyor. Annesi ev hanımı. Bir küçük kız kardeşi var. Bir de engelli kardeşi var. Engelli kardeşinin bakımı ve iaşesinden de Ahmet sorumlu. Ahmet 22 aydır tutuklu olduğu için ailesi ciddi zorluk çekmekte" dedi.
Darbe girişimi günü Ahmet Özdemir'in Metris Kışlası'na Isparta'daki acemi birliğinden geleli henüz 5 gün olduğunu ifade eden Önder, "Üzerine zimmetli bir silahı bile yoktu. Yat içtimasından sonra tatbikat var denilerek yataklarından kaldırılıp kışlanın önündeki araçlara bindirilirken, ilk defa gördükleri bir komutan 'Ben albayım, emir komuta bendedir. Terör saldırısı var' diyor ve kendilerini İBB binasının önünde buluyorlar. Vatandaşlar da, Vatan Emniyet'teki görevliler tarafından İBB'ye yönlendiriliyor. Büyük bir kalabalığın İBB önüne geldiği sırada, Albay Zeki Demir, havaya ateş açmaya başlıyor. Sonra vatandaşlara da ateş açıyor. Erlere de ateş emri veriyorlar. Ancak erler ateş etmiyor. Erler ateş açmayınca Zeki Demir, 'Ateş edeceksiniz, etmeyeni ben vururum' diyor. Erlerin çoğu bunun üzerine havaya ateş açıyor" dedi.
'KENDİ ÇABALARIYLA TESLİM OLDULAR'
Darbe girişimi bastırıldıktan sonra, askerlerin polis tarafından teslim alınmadığını söyleyen Önder, "Kaçabilenler kaçıyor, saklanıyor. Erler, o gece saat 02.30'da kendi çabalarıyla İBB içindeki güvenlik güçlerine teslim oluyor" diyerek 15 Temmuz gecesi İBB binasında yaşananları anlattı.
'5 ER MÜŞTEKİNİN TARİFİNE UYUYOR DİYE CEZA ALDI'
14 kişinin İBB önünde yaşamını yitirdiğine vurgu yapan avukat Önder, yargılama sürecindeki aksaklıklara ve eksikliklere değinerek şunları söyledi:
"Maalesef 14 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ancak 14 kişinin hangi silahlardan çıkan kurşunlarla yaşamını yitirdiğini bilmiyoruz. Çünkü balistik incelemesi yapılmadı. Görüntüler dosyaya getirilmedi. 'Fiziki imkansızlık' denildi. '5 günlük er olduğu için üzerine zimmetli silah yok, hangi silahı kullandığı bile belli değil' denildi. Dosyada, 31 er ceza aldı. 11 er beraat etti. kimi müşteki ve tanık ifadeleri dışında hiçbir delil yok. Bu ifadelere binaen ateş etmediğini söyleyen askerlerden, aleyhine ifade verilmeyenler beraat etti. Bir müşteki, ateş edenler arasında 1.65 — 1.70 boylarında birisini tarif ediyor. 5 eri, tarif ettiği kişiye uygun diyerek teşhis ediyor. 5 er de müebbetle cezalandırıldı."