'SATICILARIN YÜZDE 80'İ SURİYELİ'
30 yıldır bakkallık yapan Adil Bayraz ''Antep'i Suriye'nin başkenti sayabilirz, zira burda bizden fazla Suriyeli var'' değerlendirmesini yaparken, dükkanının bulunduğu sokakta artık satıcılık yapanların yüzde 80'inin Suriyeli olduğunu söyledi. Sokağaın daha aşağısındaki bir başka dükkan işletmecisi ise bu oranının yüzde 90 olduğu görüşündeydi.
AFP: SURİYELİLER DAHA BASKIN
AFP, her halükarda Gaziantep'in yoğun alışveriş yapılan sokaklarında Arapçanın Türkçeden çok daha güçlü yankılandığını, sokak boyunca Suriyelilerin işlettiği baharatçı dükkanları, nargileciler, fırınlar, sadece Arapça menülerin bulunduğu restoranlardan geçilmediğini belirtti.
''Antepli müşterilerimiz artık alışveriş için buraya gelmiyor. Burası artık Suriyeli pazarı oldu'' tespitini yapan Bayraz, bununla birlikte yeni komşularıyla iyi geçindiğini, Suriye yemekleri yediğini ve hatta çat pat Arapça öğrendiğini anlattı.
Bayraz'ın biraz aşağısında dükkanı bulunan Hasan Amanah ise gelirlerinin düştüğünden ama kiraların fırladığından, Suriyelilerin bütün çarşıları kapladığından şikayet etti.
FATMA ŞAHİN'E GÖRE ENTEGRASYON MODELİ
Belediye Başkanı Fatma Şahin, AFP'ye, Gaziantep'in, Türkiyelilerle Suriyelilerin toplumsal gerilim yaşanmadan entegre olmaları açısından model şehir olduğunu anlattı.
Şahin ''Bu zor zamanları burada yaşayan insanlar için en az zararla en başarılı şekilde atlatan şehirlerden biri olmayı başardık'' dedi.
'MÜTEŞEKKİR OLANLAR'
Gaziantep'te yaşayan Suriyelilerin birçoğu, burada kendilerini 'iyi karşılanıyor, iyi ağırlanıyor' hissettiklerini ifade etti.
'SALDIRIYA UĞRAYANLAR'
Ancak adlarının yazılmaması kaydıyla konuşanlar farklı bir hikaye anlattı: Suriyelilerin dükkanları yağmalanıyor, evsahipleri Suriyelilere ev kiralamayı reddediyor, kredi/borç almalarına, hatta sıradan bir banka hesabı açmalarına binbir zorluk çıkarılıyor, üstüne günlük hayatta kendilerine sürekli Suriyeli düşmanı laflar ediliyor.
Uluslararası Kriz Grubu (ICG) Ocak 2018'de yayımladığı 'Türkiye'deki Suriyeli Mülteciler: Kentsel Gerilimleri Azaltmak' başlıklı raporda 2017'nin ikinci yarısında 2016'nın aynı dönemine göre iki toplum arasındaki şiddet olaylarının üç kat arttığını rapor etmişti.
''2017'de 30 Kasım itibariyle 181 şiddet olayı yaşandı, 24'ü Suriyeli en az 35 kişi öldü'' bilgisini paylaşan, sığınmacı karşıtı şiddet potansiyelinin en yüksek olduğu kentlerin İstanbul, Ankara ve İzmir olduğunu aktaran rapora göreTüry yetkililer ve yandaş medya bu gerilimleri önemsiz gösteriyor ya da örtbas ediyor. Bu tutum da kamuoyunda sağlıklı bir tartışma yapılmasını engelliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamalarında, mitinglerinde, eninde sonunda Suriyelilerin evlerine geri döneceğinden, hatta şimdiden 160 bin Suriyelinin geri dönmüş olduğundan söz ediyor.
Fatma Şahin de AFP'ye ''Nihayetinde güvenlik koşulları sağlandığında her biri kendi evine, kendi toprağına geri dönecek'' diye ısrar etti. Toplumsal gerilim sorulduğuna Gaziantep Belediye Başkanı ''Şehir sakinlerine sabırlı olmalarını söylüyoruz, Suriyelilerin girmeye başladığını ve (Suriyeliler yüzünden) yaşam kalitesinin düşmemesi için büyük yatırımlar yaptığımızı söylüyoruz. Ve bizi anlıyorlar'' yanıtını verdi.
Ama bu sözlerle herkes ikna olmuş değil. ''Buradan gitmeleri mümkün değil, çünkü Suriye bitti, tam bir yıkım, geriye hiçbir şey kalmamış halde'' görüşünü dile getiren evhanımı Sinem, 24 Haziran'da oy atarken bu soruların kafasında dolaşmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.
Amanah da Suriyeli sığınmacı sorununun oyunu etkileyeceğini belirtti. ''Hükümetten umudumuzu kestik. İktidarı destekleyenlerde bile böyle bir kuvvetli tepki var'' dedi.
