Klimov, "Washington ve diğer başkentlerdeki insanlar, Rusya anayasası ve geleneğine göre Rusya'da kontrolü ele geçirmeye yönelik ana mücadelenin devlet başkanlığı seçimlerinin yapıldığı dönemde verildiğini çok iyi anlıyor. 2011 yılından başlayarak Putin'in görevini sürdürmesini engellemeye çalıştılar" dedi.
Rusya halkının büyük bölümünün Putin'i koltukta tutma iradesini etkileme çalışmalarının 2014 uluslararası siyasi krizinden, Donald Trump'ın başkan seçilmesinden ve Rusya'nın ABD federal kanununda Batı'nın düşmanı ilan edilmesinden çok daha önce başladığına dikkat çeken Klimov, Batılı ülkelerin Putin'i ve çevresindeki isimleri itibarsızlaştırmaya çalıştığını vurguladı.
Batılı ülkelerin söz konusu amaç doğrultusunda 10 farklı yönteme başvurduğunu da kaydeden Klimov, bunlar arasında belirli isimlerin devlet başkanlığına yurt dışından dayatmayla aday gösterilmesi, propaganda, Rusya Seçim Merkezi'ne siber saldırı ve yurt dışından finanse edilen anketler düzenleme bulunduğunu ifade etti.