Obama, nükleer anlaşmanın hem ABD'yi hem de dünyayı 'nükleer silahlara sahip bir İran'dan koruduğunu' ifade ederek altı maddeyle anlaşmanın sağlam temellere oturduğunu belirtti.
'ANLAŞMA OLMADAN ABD, NÜKLEER SİLAHLARA SAHİP İRAN İLE ORTADOĞU'DA BAŞKA BİR SAVAŞ ARASINDA TERCİH YAPMAK DURUMUNDA KALABİLİR'
Obama, "İran'ın herhangi bir şekilde ihlal etmediği nükleer anlaşmayı riske atma kararı ciddi bir hatadır. İran'la nükleer anlaşma olmaksızın ABD, nükleer silahlara sahip bir İran ile Ortadoğu'da başka bir savaş arasında tercih yapmak durumunda kalabilir" değerlendirmesinde bulundu.
'ABD'NİN EN YAKIN MÜTTEFİKLERİNE SIRTINA DÖNMESİ DEMEKTİR'
İran'ın nükleer anlaşma kurallarını ihlal ettiğini gösteren bir delilin olmadığını savunan Obama, "Bu sebeple bugün yapılan duyuru yanlış yönlendirilmiş bir açıklamadır. Nükleer anlaşmadan çekilmek ABD'nin en yakın müttefiklerine sırtını dönmesi demektir" yorumunda bulundu.
Obama slams decision to withdraw U.S. from Iran deal: https://t.co/fxgMpW6lNj
— ABC News (@ABC) May 9, 2018
"Walking away from the JCPOA turns our back on America’s closest allies, and an agreement that our country’s leading diplomats, scientists, and intelligence professionals negotiated." pic.twitter.com/Q9IxEs4xbB
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı ve nükleer anlaşmanın hayata geçmesinde aktif rol oynayan John Kerry de ABD'nin anlaşmadan çekilmesi kararının çok yanlış olduğunu savundu.
Kerry, yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu kararın ABD'yi, İsrail'i ve ABD'nin bölgedeki müttefiklerini yeniden büyük bir riske attığını iddia etti.
Cumhuriyetçi Arizona Senatörü Jeff Flake de "Bunun (Trump'ın kararı) akıllıca atılmış bir adım olduğunu sanmıyorum" değerlendirmesini yaptı.
ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, ülkesinin İran'la varılan nükleer anlaşmadan ayrılacağını ve 2015 yılında askıya alınan İran'a yönelik ekonomik yaptırımların en güçlü şekilde yeniden hayata geçirileceğini bildirmişti.
Söz konusu anlaşma, Obama döneminde İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında 14 Temmuz 2015'te imzalanmıştı. Anlaşmaya imza koyan diğer ülkeler ise eksiklerin giderilerek anlaşmanın korunması gerektiğini savunuyor.