"Ben gerçekten ABD'nin bu tavrından kaygı duydum. Nükleer konusunda İngiltere, Almanya ve Fransa'nın Trump'a karşı çıktığını biliyoruz. Ama aynı ülkelerin Suriye ekseninde farklı beklentileri olduğunu da biliyoruz. Sıkıntılı bir bakış açısı var. Macron, ABD'nin etki sahasına girdi. İngiltere'nin de bu görüşlerden uzak olmadığını biliyoruz.
Güvenlik konseyi üyeleri artı Almanya bu anlaşmayı imzalamıştı. Sadece ABD bunu kabul etmediğini söylüyor ama diğer politikalarla bakıldığında gerçekten sıkıntılı bir durum var. Trump'ın açıklamasından dakikalar sonra İsrail Suriye'ye füze saldırısında bulundu. Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri de bundan bağımsız düşünmek mümkün değil. Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi bölgedeki enerjiyi denizden geçirerek Avrupa'ya ulaştırmayı hedefliyor. Böylece Türkiye'yi baypas edip Rusya'yı da başka bir noktaya koyuyorsunuz.
İşin daha kötüye gittiği bir dönemden geçiyoruz. Türkiye'nin marjı daha da azaldı. Türkiye üzerinde oyun oynama imkan ve kabiliyeti arttı. Bütün ambargo uygulamaları ve ticari yasaklar Rıza Sarraf ile baypas ediliyordu. Şimdi o ortam da kalmadı. Şimdi İran ile Türkiye'nin birbiriyle sıkı ilişkiler kurması gerekiyor. Türkiye'nin durumu bütün diğer ülkelerden daha zor.
ABD'nin bu tavrı her şeyi etkileyebilecek bir husus. ABD kısa vadede İran'a karşı askeri harekat düzenlemez. Ama İran'ın içini karıştırmaktan özel kuvvetleri kullanarak karışıklık yaratmaktan geri durmayacaklardır. Bunu da ima ettiler zaten. Hangi karanlık savaşı bu bölgede yürütecekleri açığa çıktı. İlerleyen aşamalarda bu masanın üstünde duruyor. Ortadoğu'da ABD gidici mi kalıcı mı tartışmaları sona erdi. ABD bu bölgede kalıcı. Suriye'de yaptıkları da bunu gösteriyor. Bütün bunları birleştirdiğimizde Türkiye için karanlık bir dönem başlıyor."