Konuşmasında Türkiye'nin AB sürecini değerlendiren Roth, "Türkiye şu anda kendisini nerede konumlandırıyor, buna bakmak gerekiyor. 1949 yılından beri Türkiye, Avrupa Konseyi'nde bulunuyor. 1952 yılından beri ise Türkiye NATO üyesi. Bence en zor ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin en önemli kısmı AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerdir. Elbette AB ile Türkiye çok iyi ortaklardır. Bunu ekonomik veriler de bize gösteriyor. AB, şu sıralar Türkiye'nin en önemli ticari partneridir. Burada ortak menfaatler var ve bunların sürdürülmesi iki ülke içinde önem taşıyor" ifadelerini kullandı.
'BİRÇOK ALMAN, BRANDENBURG KAPISI'NIN TÜRK BAYRAĞIYLA SÜSLENDİĞİ GÜN ANLADI'
Suriyeli mültecilere birlikte yardım etmek gerektiğini dile getiren Roth, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 3 buçuk milyon mülteci bulunuyor. Ülkeniz, bu insani krizini üstesinden gelebilmek için ve Suriye savaşının yaralarını sarmak adına en büyük görevlerinden birini üstlendi. Bu yükü beraber yüklenmeliyiz. Çünkü bu tek bir ülkenin sorunu değil. AB, bundan dolayı da Türkiye'de bulunan mültecilere yardım için 3 milyar euro vermeli diye düşünüyorum. Yerinden, yurdundan edilenlere yardım etmeliyiz. Önceliğimiz, nihai olarak Suriye'de barışı sağlamak."
'TÜRKİYE'NİN ASKERİ OPERASYON GEREKÇELERİ BİZİ İKNA ETMEDİ'
Türkiye'nin Afrin'e girmesinin ciddi endişe yarattığını söyleyen Bakan Roth, "Bu harekat, hem halk hem de parlamentomuzda farklı farklı görüşlere sebep oldu. Türkiye'nin bu operasyondaki gerekçeleri bizi ikna etmedi. Yakın dostumuz ve NATO müttefikimiz olarak bu konulardaki kaygılarımıza daha çok kulak kabartmasını beklerdik" diye konuştu.
"İşleyen bir hukuk devleti, bağımsız ve yurttaşların güvenebileceği mahkemeler, adil yargılama, insan haklarına riayet edilmesi; tüm bunlar Avrupa'nın temelini oluşturan sütunlardır. İfade ve basın özgürlüğü olmadan bu temel, yıkılmaya mahkumdur. Türkiye'nin ve Türklerin dostu olarak açıkça şunu söylüyorum, AB kapıyı kapatmamalıdır. Türklerle yaptığım görüşmelerden bildiğim üzere AB, sizler için bir umuttur. AB'yi, hem sosyal ilerleme hem de demokrasi ve hukuk devleti açısından önemli bir merci olarak görüyorsunuz. Katılım süreci, Türkiye'deki siyasi durum değişmediği sürece fiili olarak dondurulmuş durumdadır."
Üniversiteler arasındaki Erasmus programlarının desteklenmesi gerektiğini de işaret eden Bakan Roth, "AB, bunun için ayrılan bütçeyi iki katına çıkardı. AB ile Türkiye'nin ilişkilerinin en önemli potansiyeli siz öğrencilerde, kuracağı ilişkilerde" dedi.