BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Rusya’nın girişimiyle başlatılan BMGK toplantısında “Rakka IŞİD’den ekim ayında kurtarıldı, ancak koşullar insanları geri dönmesi için uygun değil. Kentte çok sayıda patlamamış mayın var, yapıların yüzde 70-80’i yıkılmış durumda. Rakka’ya dönenlerin yüzde 95’i gıdaya ulaşamıyor, sağlık hizmetleri eksik veya ciddi şekilde kısıtlı” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzya ise, Rakka’daki durumu ‘korkunç’ olarak nitelendirdi ve şöyle devam etti: “Hava saldırılarıyla zarar gören kent yeniden inşa edilmiyor. İnsanlar risk alarak geri dönüyor ve genellikle mayınlar ve diğer patlayıcılar yüzünden ölüyor. ABD’nin işgali siviller için hiçbir olumlu şey getirmedi. Şu anki durumdan kurtulmanın en etkili yolu kentteki yapıların yeniden inşa edilmesi.”
“Kent fiilen işgal altında, halk ABD’nin varlığını protesto etmeye başladı ve ABD destekli milislerin kontrolünde” diyen Nebenzya, yeniden inşa çalışmalarının yerel konseyler tarafından gerçekleştirildiğini ve bu konseylerin tamamının ‘beceriksizler çetesi’ olduğunu ifade etti.
Nebenzya “İnsanların güvenliği konusunda onlara nasıl itimat edebiliriz? Rakka yıkım içinde. Ayakta kalan tek bina yok. Yıkıntıların altında binlerce ceset var” dedi.
Nebenzya, ABD, Fransa ve İngiltere’nin 14 Nisan’da Suriye’de gerçekleştirdiği saldırının da yalnızca ülkedeki barış sürecini engellediğini söyledi. Moskova’nın krizin çözümü için askeri bir çözüm olmadığı görüşünü savunduğunu hatırlatan Nebenzya, barış sürecini desteklemek için ülkelerin işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.
Nebenzya “Troyka (ABD, Fransa ve İngiltere) saldırgan eylemleriyle, onları destekleyenler de Cenevre görüşmelerini önemli oranda engelledi. Amaçları Suriye Devlet Başkanı’nı (Beşar Esad) bomba yağmuruyla müzakere masasına oturtmaya çalışmak, bunu Esad üzerinde zafer olarak göstermek ve bu görüşmelerin sonucunda onu ‘savaş suçlusu’ olarak yargılamaksa, bu gerçekleştirilemez bir amaç” dedi.