Suriye’ye yönelik saldırı ve sonrasını Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Birgün Gazetesi yazarı Dr. Fatih Yaşlı ile konuştuk.
‘KİMYASAL İDDİALAR GÖZ GÖRE GÖRE, BAĞIRA BAĞIRA GELDİ’
Fatih Yaşlı, Suriye ordusunun 2018 yılında sahada ciddi ilerlemeler sağlayarak önemli başarılar elde ettiğini belirtti ve buna paralel olarak Batı’dan olası kimyasal silahlı saldırı olursa Suriye’ye yüklenileceğinin işaretleri verildi. Son saldırının da göz göre göre, bağıra bağıra geldiğini ve Rusya’nın ikazlarını da anımsatan Yaşlı, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘EMPERYALİSTLERİN SALDIRISI ÇOK AÇIK BİR MESAJ DENEMESİYDİ’
Fransa’nın son zamanlarda Suriye’ye yönelik açıklamalarını, Batılı ülkelerinin Körfez ülkeleri ile artan işbirliğini, Skripal olayını ve Batı’nın Rusya’yı çevrelemeye çalışmasını gibi olayları hatırlatıp, bunların bağlantılı olduğunu belirten Yaşlı’ya göre emperyalist güçlerin Suriye saldırısı bu anlamda Rusya, İran ve Suriye üzerinden yapılan açık bir mesaj denemesiydi:
‘BATILI GÜÇLERİN PLANLARI TUTMADI’
Batılı güçlerin Suriye ile alakalı kağıt üzerinde kurdukları planın başarısız olduğunu söyleyen Yaşlı’ya göre bunun nedeni emperyalistlerin kendi içlerinde eski bütünlüklerini koruyamıyor oluşu:
‘RUSYA’NIN ASKERİ YANIT VERMESİNİ GEREKTİRECEK BİR DURUM YOKTU’
ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye yönelik saldırısının kapsamlı ve geniş olması halinde Rusya’nın bu saldırıya karşılık verebileceğini savunan Yaşlı, Suriye’ye yapılan son saldırıda vurulan yerlerin boş olduğunu, can kaybının olmadığını ve dolayısıyla Rusya’nın karşılık vermesini gerektirecek bir durumun olmadığı düşüncesini dile getirdi:
‘RUSYA YANIT VERSEYDİ ABD’NİN İSTEDİĞİ ŞEY GERÇEKLEŞMİŞ OLABİLİRDİ’
Suriye, Rusya ve İran’ın uzun vadede kazanan tarafta olduğunu söyleyen Yaşlı’ya göre eğer Rusya’nın bu saldırılara yanıt vermesi, ABD’ye kendisini gösterme fırsatı verebilirdi:
“Tam tersine eğer Rusya yanıt vermiş olsaydı burada belki esas olarak ABD ve müttefiklerinin istediği şey gerçekleşmiş olabilirdi. Çünkü evet, Rusya’nın ciddi bir savaş kapasitesi var ama her şeye rağmen ABD hala dünya silah ticaretinin, silah sanayisinin bir numaralı ülkesi konumunda. Bu karşılık, ABD’ye kendisini gösterme gibi bir fırsat verebilirdi. Kısa vadede Rusya’nın karizması çizilmiş gibi bir durum ortaya çıksa da ben uzun vadede kazananın Suriye, Rusya ve İran olduğunu düşünüyorum. Bunun gibi analizler Batılı ülkelerin kendisinde de yapılmaya başlandı. Batılı gazetelerde bu saldırı ile elimize ne geçti, ulaştığımız şey ne oldu tarzında sorular sorulmaya başlandı.”
‘SAHADAKİ DURUM DEĞİŞMEDİ’
Saldırının, Suriye ve müttefiklerinin pozisyonlarını değiştirmediğini söyleyen Yaşlı’ya göre uzun vadeli açıdan bakıldığında Suriye’deki askeri durum Rusya’nın istediği şekilde gerçekleşiyor:
‘SALDIRI GENİŞ ÇAPLI OLSAYDI, AKP DESTEK VERECEKTİ’
Ekonomi-politik açıdan bakıldığında Türkiye’nin Rusya ve İran ile yakınlaşmasının nesnel sınırlarına ulaştığının görüldüğünü dile getiren Yaşlı’ya göre Suriye’ye yönelik gerçekleşen Batı saldırısı daha geniş kapsamlı olsaydı AKP eninde sonunda Batı blokuna kayıtsız şartsız destek verecekti:
‘TÜRKİYE İLE İRAN ARASINDA HASIMLIK İLİŞKİSİ DEVAM EDECEK’
Türkiye ile İran’ın son zamanlarda Kürt sorunu gibi başlıklar üzerinden yakınlaşma içine girmelerine rağmen, uzun vadede ilişkilerde rekabetin ve hasımlığın devam edeceğini söyleyen Yaşlı’ya göre AKP’nin dış politikasının en başından beri mezhepçi bir tarafı mevcuttu:
‘İSRAİL-İRAN GERİLİMİN DERİNLEŞMESİ YENİ OSMANLICI SİYASETİ ÇOK RAHATSIZ ETMEZ’
Yaşlı, AKP iktidarının ve Türkiye’deki İslamcıların, İsrail ile İran arasındaki gerilimin derinleşmesinden rahatsız olmayacağını hatta bunun faydalı olacağını düşünecekleri yorumunu yaptı:
“Bunun sahaya yansıma olarak belki Türkiye, AKP iktidarı Filistin meselesi ve İslamcılık üzerinden giderek İsrail’e destek açıklaması yapamaz ama öte yandan İslamcıların tıpkı ABD bombaları Suriye’ye düştüğünde attıkları sevinç çığlıkları gibi İsrail, Suriye’yi her bombalandığında yine aynı şekilde ÖSO’cuların, İHH’cıların genel olarak Türkiye İslamcılarının sessiz de olsa sevinç çığlığı attığını düşünüyorum. Dolayısıyla İsrail ile İran arasındaki gerilim derinleştikçe ve İsrail, Suriye’ye müdahil oldukça bundan yeni Osmanlıcı siyaset çok da rahatsız olmayacaktır. Bu ikisi arasındaki mücadelenin derinleşmesinin kendi açısından faydalı olduğunu, kendi stratejik çıkarları açısından faydalı olacağını düşünecektir.”
‘KAPİTALİZM İÇERİSİNE GİRDİĞİ KRİZİ ÇÖZEMİYOR’
Yaşlı, kapitalizmin 2008’den beri içerisine girdiği krizi çözemediği ve bunun ırkçılığın yükselişi, popülizm gibi yansımaları olduğunu söyledi:
“Jeopolitik eksenden bakmanın gerekli olmakla birlikte yeterli olmadığını ve esas meselenin her zaman ekonomi-politik olduğunu söylüyorum. Bu açıdan baktığımızda uluslararası kapitalist sistem 2008’den beri içerisine girdiği krizi bir türlü çözemiyor. Bu krizin Avrupa’da ve ABD’de yansımaları var. Irkçılığın yükselişi, mülteci düşmanlığı, popülist partilerin iktidara gelmesi gibi şeyler bu yüzden. Bunların hepsi solun etkisinin olmadığı bir uluslararası arenada aslında anti-kapitalizm görünümü adı altında sağ gruplara yarıyor. Önce bunu tespit etmek lazım.”
‘KISA VADEDE DÜNYA SAVAŞI GÖRÜNMÜYOR’
Fatih Yaşlı son olarak kapitalizmin normal şartları altında çözülemeyecek bir konjonktürün yakında olduğunun görüldüğünü söyledi ve kısa vadede herhangi bir dünya savaşı görünmediği tahmininde bulundu:
“Bu kriz beraberinde bir hegemonya krizini de getiriyor. ABD’nin dünya liderliği meselesi giderek daha fazla sorgulanıyor öte yandan emperyalistlerin kendi aralarındaki bağlantıları giderek zayıflıyor. Bunun en son örneği Suriye saldırısıydı. Buna mukabil bir şekilde Rusya’nın ve İran’ın Suriye’de nüfuzunu arttırması, Ukrayna meselesi, Kırım meselesi ve aynı zamanda Çin’in sessiz yükselişi bunların hepsine baktığımızda uluslararası güçler arasında giderek ekonomik meselelerin dışına taşan ve kapitalizmin normal şartları altında çözülemeyecek bir konjonktürün yakında olduğu görülüyor. Öte yandan bu anında bir üçüncü dünya savaşına dönüşür mü? Ben bunun için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Ancak önümüzdeki 5-10 sene içerisinde Çin’in dünya ekonomi liderliğini ele geçirmesiyle birlikte esas olarak ABD ve Batı bloku bir karar vermek zorunda kalacak. Çin’i bir savaş aracılığıyla mı durduracaklar yoksa iktisadi, siyasi, hegemonya mücadelesi devam mı edecek? Bunu göreceğiz. Ama ben yakın vadede henüz herhangi bir dünya savaşını öngörmüyorum.”