Yılmaz, TBMM'de gazetecilere yaptığı açıklamada, AB Genişleme ve Komşu Ülke İlişkilerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hanh ile Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından genişleme paketinin açıklandığını, ülke raporlarının yayımlandığını anımsattı.
'BÜTÜN KONULARDA ELEŞTİRİ YÖNELTİLDİ'
Bunun, AB müzakere sürecinin başladığından bu yana en sert rapor olduğunu savunan Yılmaz, göç ve irtica konusu bir kenara bırakılırsa hemen hemen bütün konularda eleştiriler yöneltildiğini kaydetti.
Türkiye'de eleştirdikleri pek çok konunun, AB tarafından da eleştirildiğini, özellikle yargı bağımsızlığının çok geniş yer bulduğunu ifade eden Yılmaz, yargının bağımsızlığının zayıflatıldığı, OHAL'in devam etmesi halinde, OHAL uygulamalarının Türkiye'yi daha fazla demokrasi ve hukuk devletinden uzaklaştırdığına vurgu yapıldığını aktardı.
'BİZİM BELİRTTİĞİMİZ ENDİŞELER BURADA DA BELİRTİLDİ'
Öztürk Yılmaz, sadece bununla yetinilmediğini, Türkiye'nin bölgesel konularıyla ilgili de raporda referansların olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bizim bu raporda gördüğümüz en çarpıcı hususlardan biri Türkiye'de demokrasinin kurumsal, fonksiyonel işleyişinin ciddi darbe yediğine ilişkin tespitlerdir. Hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırıldığına ilişkin tespitlerdir. Yargı bağımsızlığı, adil yargılama ilkesinin yerle yeksan edildiğine ilişkin bizim belirttiğimiz endişelerimizin burada da bir kere daha belirtilmiş olmasıdır."
'HÜKÜMETİN 'BİZ BU SÜRECİ İSTEMİYORUZ' DEMESİ DAHA ETİK'
Hükümetin, bir karar vermek zorunda olduğunu, AB süreci gereksizse çıkıp, "Bu süreç gereksizdir, biz bu süreci istemiyoruz" demesinin daha etik olduğuna işaret eden Yılmaz, sanki varmış gibi davranıp, olması için hiçbir şey yapmamanın etik olmadığını bildirdi.
Balkanlar ile ilgili genişlemeye yönelik olumlu, Türkiye ile ilgili olumsuz referanslarda bulunulduğuna değinen Yılmaz, sadece göç, Suriyeli mülteciler, bunlara harcanan para ve Türkiye'nin ev sahipliğinin övüldüğünü belirtti.
'BU HÜKÜMETLE BİR ŞEY OLMAYACAĞINA İLİŞKİN RAPORDUR'
Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: