Aksoy, düzenlediği basın toplantısında Suriye’de kimyasal saldırı iddialarının ardından uluslararası alanda yükselen gerilim hakkında değerlendirmelerde bulundu. Aksoy, “Basında çıkan Türkiye’nin ABD ile Rusya arasında arabuluculuk yaptığı haberleri çıktı, Türkiye nasıl bir arabuluculuk rolü üstlenmektedir?” sorusunu yanıtlarken “7 Nisan’da Duma’ya düzenlenen saldırının [Suriye] rejimi tarafından gerçekleştirildiğine yönelik kuvvetli şüpheler var. Biz bu olayı derhal kınadık ve olayın derhal Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPWC) dahil olmak üzere olayın soruşturulmasını istedik. Kimyasal silah kullanımı insanlığa karşı suçtur ve bu tür suçların cezasız kalmaması lazım. Çünkü cezasız kaldığında tekrarlanması ortaya çıkıyor. Biz ABD’nin BMGK’ya olayın soruşturulması için sunduğu karar tasarısının eş sunucusu olduk. Bu karar tasarısı, kimyasal silah saldırılarının soruşturulacağı bir mekanizma kurulmasını öngörüyordu. Fakat bu karar tasarısı veto edildi. Biz bu karar tasarısının veto edilmesini söz konusu kimyasal silah saldırısının olup olmadığının araştırılması yönünde kaçırılmış çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz” dedi.
Aksoy, “Eğer ABD Suriye’ye saldırırsa Türkiye, NATO üyesi olarak bu saldırıyı destekleyecek mi?” sorusuna “Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı Trump’la görüşmesi oldu. Dışişleri Bakanlığı’ndaki yetkililerimizin bu konudaki görüşmeleri devam ediyor. Bir kriz yaşanıyor. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bakalım gelişmeler neyi gösterecek. Biz de süreci yakından izlemeye devam ediyoruz” yanıtını verdi.
İNCİRLİK SORULARINA NET YANIT YOK
Aksoy, basın toplantısında gazetecilerin, ABD’nin olası Suriye saldırısında İncirlik üssünü kullanmayı talep etmesi durumunda Türkiye’nin tutumunun ne olacağına ilişkin ısrarlı sorularını ise “spekülatif” olarak nitelendirerek bu sorulara açık bir yanıt vermedi.
Aksoy, “(ABD’nin olası Suriye saldırısında) İncirlik üssünün kullanımı konusunda resmi bir talep gelirse Türkiye nasıl bir yanıt verecek?” sorusuna “Daha önce de belirttim; biz kimyasal silah saldırılarının sona erdirilmesini istiyoruz. Rejimin sicili temiz değil, daha önce de böyle kimyasal silah saldırısında bulundu. Bunun cezasız bırakılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle zaten BMGK’da ABD’nin tasarısına eş sunucu olduk. Fakat bu tasarı veto edildi. Bu da önemli bir fırsatın kaçmasına neden oldu. Önümüzdeki dönemde süreci yakından takip edeceğiz” yanıtını verdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in önümüzdeki hafta Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyarette İncirlik üssünün Suriye’ye gerçekleştirilecek olası bir saldırıda kullanımı konusunda bir talepte bulunması durumunda Türkiye’nin tutumunun ne olacağının sorulması üzerine ise Aksoy “Bunlar da tabii NATO Genel Sekreteri’nin gelişi bağlamında görüşülecek konular arasında yer alacaktır” dedi.
Aksoy, “Türkiye’nin ABD ile Rusya arasında diyalog kolaylaştırıcı bir rol üstlendiği belirtiliyor, Türkiye’nin buradaki rolü nedir? ABD ile Suriye konusunda görüşmelerin sürdürüldüğünü belirttiniz, bu temaslar hakkında bilgi verebilir misiniz?” sorusu üzerine de “Biz kimyasal silahların kullanılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Kimyasal silahların kullananların da cezalandırılmasını istiyoruz. Bu konuda sunulan karar tasarısına eş sunucu olduk, fakat bu fırsat kaçırıldı. Bu konuda size bunu söyleyebilirim. Diğer spekülatif konularda maalesef bir yanıt veremeyeceğim”
'PUTİN’İN SEÇİM SONRASI İLK ZİYARETİNİ TÜRKİYE’YE GERÇEKLEŞTİRMESİNİ ÖNEMSİYORUZ'
Öte yandan basın toplantısında geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Toplantısı (ÜDİK) ve Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran üçlü liderler zirvesi hakkında değerlendirmelerde de bulunan Aksoy, “Rusya Federasyonu ile ilişkilerimiz her alanda müspet bir çizgide ilerliyor. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ÜDİK toplantısı ve Suriye konulu üçlü liderler zirvesi kapsamında seçim sonrası ilk yurtdışı ziyaretini ülkemize gerçekleştirmesini önemsiyoruz” dedi. Aksoy, Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ticaret hacminde ciddi bir gelişme olduğunu, Akkuyu ve Türk Akımı gibi önemli ortak projelerde ilerlemeler yaşandığını ifade ederken Türkiye’nin Rusya’dan öncelikli olarak Türk vatandaşlarının Rusya’ya vizesiz seyahatin tekrar hayata geçirilmesi talebini görüşmelerde gündeme getirdiğini kaydetti.