Zaharova, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Suriye'yi vurma tehditlerine yanıt verdi.
Trump ve Macron'un başkent Şam'a bağlı Doğu Guta'nın Duma ilçesinde kimyasal saldırı düzenlendiği iddialarına Suriye'ye karşı güç kullanarak karşılık verme tehdidinde bulunduğuna dikkat çeken Zaharova, bir BM üyesine yöneltilen bu tehdidin BM Tüzüğü'nü kaba biçimde ihlal ettiğini vurguladı.
ABD'nin yönelttiği tehditlerin son derece tehlikeli olduğunu ve yalan haberlere dayandığını kaydeden Zaharova, "Washington'dan militarist açıklamalar gelmeye devam ediyor. Suçlamalar sadece Şam yönetimine değil, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimini koruduğu ve doğal olarak sorumluluğu paylaştığı savunulan Rusya'ya da yöneltiliyor" dedi.
Zaharova, uluslararası toplumun tüm sorumluluk sahibi üyelerini bu tür suçlamaların, tehditlerin ve eylemlerin olası sonuçları üzerinde ciddi biçimde düşünmeye davet ettikleri belirtti.
'SAVAŞ ALGISI YARATMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPTILAR'
Zaharova, Batılı ülkelerin 'yaklaşan savaş' algısı oluşturmak için son 2 günde ellerinden geleni yaptıklarını da vurguladı.
Bu arada Zaharova, Suriye'ye yöneltilen asılsız kimyasal saldırı iddialarının Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) tarafından derhal ve tarafsız biçimde soruşturulmasından yana olduklarını ifade etti. Zaharova, Rus ordusunun Suriye hükümetiyle birlikte OPCW uzmanlarının güvenliğini sağlamaya hazır olduğunu sözlerine ekledi.
Zaharova'ya İsrail uçaklarının Humus'taki T-4 olarak Tayfur askeri havaalanına saldırısı da soruldu.
İsrail'in saldırısının Suriye'nin doğusundaki IŞİD militanlarının yeniden aktif hale geldiği dönemde düzenlendiğine dikkat çeken Zaharova, saldırının Suriye'deki duruma istikrar kazandırmadığının altını çizdi.