'GÜNÜMÜZ ŞARTLARINDA KAMU BANKASI KREDİYİ BİR TELEFONLA VEREBİLİR'
"Hürriyet satışının konuşulacak çok tarafı var. Bir kamu bankasının, Ziraat Bankası'nın bu kadar yüksek bir kredi finansmanıyla bu devrin gerçekleşmesi toplumsal olarak hepimiz adına çok üzücü bir olaydır. Hepimizden toplanan vergilerin iki yıl ödemesiz bir kuruma verilmesi bankacılık teamüllerine ve bütçeye ve mali disipline de aykırıdır.
Ziraat Bankası'ndan menfi ya da müspet bir açıklama gelmedi. Kredinin 700 milyon dolar olduğu söylendi. Ben bankayı aradım ‘Biz talimat almadık bu konuda açıklama yapmak için' dediler. Ziraat Bankası dün resmi bir basın açıklaması yaptı, ‘1 milyarın üstünde sendikasyon kredisi aldık' diye. Bu sendikasyon kredisinin alındığı açıklamasını yapıyorsunuz ama onca haber yapılan 700 milyon dolarlık krediyi açıklamıyorsunuz. Bir gazeteci olarak sorarım acaba Demirören Grubu'na bu krediyi verebilmek için mi yurt dışından para alıyorsun diye. Bu bağın kurulmasını gerektirecek her tür kuşku durumu açık.
Burada tartışılması gereken bu paranın nasıl ve hangi şartlarda verildiğidir. 10 sene önce Sabah Grubu 750 milyon dolara alındığında bunun ne kredisi olduğu tartışıldı. Demirören bir fabrika mı açacak, gazetede daha çok istihdam mı yaratacak, ne yapacak? Bunları kim sorgulayacak? Elbette sayısal olarak azınlığa düşmüş insanlar, kalan gazeteciler sorgulayacak.
Kamu bankasının kredi verdiği kuruma reklam da vermesi yanlış olur. Bankaların reklam bütçeleri var. Halihazırda kamu sermayeli olsun olmasın pek çok şirket reklam ve ilan tercihlerini AKP'ye yakın mecralardan yana kullanıyor. Bir anlamda böyle fonlandıkları söylenebilir. Ziraat Bankası'nın reklamları ancak Sayıştay raporuyla çıkar. Söz konusu olan bu toplumun verdiği vergi ve paralar.
Özel sektörde bankacılıkta şirketler arasında gemi sık kullanılan bir metafordur. İşadamları sık sık bu benzetmeyi kullanırlar. Ama onların kastettiği gemi ve limanla biz gazetecilerin limanları aynı değil."