‘ÖTEDEN BERİ ÇÖZÜLEMEYEN SORUNLAR YUMAĞI VAR’
Faruk Loğoğlu’na göre Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar bir türlü çözülemezken, bu sorunlar yumağının artması iki ülke arasındaki fay hatlarının kırabilir hale gelmesine yol açıyor:
“Yunanistan ile ilişkilerimizde ABD ile yaşamakta olduğumuz gerginlik sürecine benzer bir süreç yaşamaktayız. Yunanistan ile öteden beri bir türlü çözülemeyen bir sorunlar yumağı var. Bunlar daha çok Ege ile ilgili sorunlar; kara suları, kıta sahanlığı, hava sahası, uçuş bildirim bölgesi denilen FIR hatları, münhasır ekonomik bölge konusundaki anlaşmazlıklar, gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması, egemenliği tartışmalı kara parçaları gibi sorunlar. Bir de bunların ötesinde klasik sorunlar, karşılıklı olarak azınlıklar meselesi, Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlık, Türkiye'de de Ekümenik Fener Rum Patrikhanesi'ne ilişkin anlaşmazlık gibi sorunlar var. Bunlar hep vardı, şimdi bunların üstüne Yunanistan'ın iade etmediği FETÖ'cüler ve diğer terörist unsurlar meselesi var. Buna bir de sınırlarımızı geçtiği anlaşılan Yunanistan askerleri sorunu eklendi. Bunların üst üste gelmesi Türkiye ile Yunanistan arasındaki fay hatlarını kırabilecek baskıları giderek artıyor. Çünkü sorunlar bir türlü çözülemiyor ve giderek artıyor.”
Loğoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyaretinde Lozan’ı tartışmaya açmasının Yunanistan’ı çok rahatsız etmiş olabileceği söyledi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en son Atina ziyaretinde Lozan konusunun açılmasının, gerginliğin artmasında payı olduğu gözlemi doğru. Yani Lozan konusunu tartışmaya açmak Yunanistan'ı herhalde çok rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlıklar işte ilgili yetkililerin, Yunanistan Savunma Bakanı'nın, bizim yetkililerimizin de katılımıyla birlikte daha da sertleşiyor. Arada tabii sürtüşmeler de oluyor, özellikle son dönemlerdeki Kardak Kayalıkları, Türkiye’ye ait adaların Yunanistan kontrolüne geçmesi gibi sorunlar var. Bunlar çok uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde, böyle kademe kademe, yeni yeni noktalarda Yunanlılar girişimde bulunuyorlar, her defasında bu Türkiye kamuoyunu rahatsız eder bir biçimde konu yapılıyor.”
‘YUNANLILAR, TÜRKİYE’NİN GÜNEY KIBRIS KARŞISINDA ATTIĞI ADIMLARIN KENDİLERİNİ DE İLGİLENDİRDİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR’
Loğoğlu’na göre Yunanistan, Güney Kıbrıs Yönetimi’nin attığı adımlar karşısında Türkiye’nin verdiği tepkilerin kendisini de ilgilendirdiğini düşünüyor:
“Bütün bunların üstünde veya altında yatan daha genel bir sorun var, bu da özellikle Doğu Akdeniz'de, fazla kroki edilmemekle birlikte Ege'de denizaltı kaynakları, yani petrol, doğal gaz rezervleri konusu. Bu Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin attığı adımlar nedeniyle gündeme geldi. Türk savaş gemileri İtalyan araştırma şirketini durdurdu. Orada da yükselen bir gerginlik süreci var. Münhasır ekonomik bölge ve deniz altı kaynakları konusu Yunanistan ile Güney Kıbrıs bakımından birbirleriyle iç içe geçmiş durumda. Artan gerginliğin sebeplerinden biri olarak bunu da görüyorum. Yunanlılar Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın yaptığı hamleler karşısında aldığı tutumun Yunanistan’ı da ilgilendirdiğini düşünüyorlar. Yaptıkları çıkışlar benim aklıma bunu getiriyor. Burada tabii karşılıklı söylemler de çok sert. Bu konuda en makul açıklamayı Başbakan Yıldırım ‘sakin olalım’ diyerek yaptı.”
Loğoğlu’na göre Genelkurmay Başkanı Akar, Ege’yi boş bıraktığımız şeklinde açıklama yaparak gerginliğe askeri bir boyut da getirmiş oldu:
“Fakat mesela şubat ayında Genelkurmay Başkanı Akar ‘Suriye’de meşguliyetten dolayı Ege’de alanı boş bıraktığımız düşünülmesin’ şekline bir açıklama yaparak gerginliğe askeri boyut da getirmiş oldu. Onun için neticede rahat, patlamaya hazır ufak bir olayın Kardak da olduğu gibi süratle tırmanacak bir şekilde gelişmesi bence ciddi bir ihtimal. Tarafların, Türkiye ve Yunanistan’ın bunun şuurunda olması lazım.”
‘YUNANİSTAN’A YÖNELİK SÖYLEMLER ABD VE AB İLE KIYASLANDIĞINDA ÖLÇÜLÜ SAYILABİLİR’
Loğoğlu, Türkiye’deki mevcut hükümetin birçok dış politika konusunu iç politika malzemesi yaptığını söylerken, Yunanistan ile ilgili Ege’deki sorunların bu kategoride olmadığını görüşünü dile getirdi:
“Yunanistan Başbakanı Çipras, Türkiye’nin Ege’deki sorunları iç siyaset nedeniyle gerdiği yorumuna katılmıyorum. Bu zaman zaman artan sonra yatışan gerginlikler Türkiye ile Yunanistan arasında hep vardı. Türkiye hükümetinin birçok dış politika konusunu iç politika malzemesi yaptığı doğru. Fakat ben Yunanistan ile Ege sorunlarını aynı kategoride görmüyorum. Hatta Yunanistan’ın adalarla ilgili haksız hukuksuz girişimleri karşısında Türk tarafının sessiz kaldığı, adaların Yunanistan’a sessiz sedasız teslim edildiği şeklinde eleştiriler var. Yani mevcut hükümetin Yunanistan’a yönelik söylemleri ABD’ye AB’ye yönelik söylemleriyle kıyaslandığında oldukça ölçülü sayılabilir.”
Yunan askerlerinin tutuklanmasının, Yunanistan’ın Türkiye’nin istediği FETÖ üyesi kişileri iade etmeyip, ilişkilere yeni bir boyut kazandırmasıyla olduğunu söyleyen Loğoğlu’na göre sınır geçişlerinde yaşanan sorunlar önceden yerel yetkililer tarafından çözülürken şimdi gündemin en üst sırasına oturmuş durumda:
“Yunan askerlerinin tutuklanması olayının tarihte emsali yok. Sayısız defalarca sınırı iki yönlü geçme olayları olmuştur. Bunlar yerel yetkililer tarafından sulh ile halledilmiştir. Ama dediğim gibi Türkiye ile Yunanistan arasında var olan sorunlara özellikle FETÖ üyelerinin iade edilmemesi, ilişkilere yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu yüzden hükümetin iki Yunan askeriyle ilgili tepkisi siyasi olmuştur. Elbette hukuki boyutunu bilmiyoruz ama daha önce bu olaylar yerel sınırlar içerisinde halledilirken şimdi iki ülke arasında gündemin en üst sıralarına oturması biraz şaşırtıcı ve hem biraz gereksiz.”
‘SORUNLAR ÇÖZÜLEBİLİR FAKAT SAVAŞ İHTİMALİ YOKTUR VARSAYIMI YANLIŞ’
Loğoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğinin müzakere ile çözülebilecek bir gerginlik olduğunu söylerken, iki ülke arasında askeri gerilim olmaz yönündeki bir varsayımın ise aldatıcı olacağı görüşünde:
“İki ülke arasında askeri bir gerilim olmaz cevabı bana göre çok yanlış. Ondan daha önemli olan iki ülke arasındaki böyle bir gerilimin çatışmaya dönüşmemesi için tarafların karşılıklı olarak bazı adımlar atması gerekir mi sorusudur. Yani Türkiye ile Yunanistan ile ne olursa olsun savaşa girmezler diye bir varsayımla hareket etmek aldatıcı olur. Herhâlde Türkiye bunu yapmaz. Elbette savaş iyi bir şey değil. Bu sorunlar çözülebilir, konuşularak, müzakere ile çözülebilir. Gerilim havasını dağıtacak ufak tefek adımlar karşılıklı olarak atılabilir. Özellikle Türkiye’nin Yunanistan’dan istediği kişilerin iadesi, Yunan askerlerinin serbest bırakılması gibi şeyler yapılabilir. Ama savaş ihtimali yoktur, Türkiye zaten başka cephelerde meşguldür gibi bir varsayım yanlış olur. Dikkatli olmamız ve hazırlıklı olmamız lazım. Sorunları çözmek için her şeye rağmen daha akıllı ve rasyonel davranmamız lazım.”
Faruk Loğoğlu son olarak Yunanistan ile Türkiye arasında sorunlu konuların görüşülmesi için yapılan ‘istikşafi’ görüşmelerin karşılıklı atışmalara rağmen devam ettiğini fakat bu görüşmelerin sorunların çözümü için tarafların siyasi iradesi yansıtan nitelikte olmadığını görüşünü dile getirdi:
“Yunanistan ile Türkiye arasında sorunlu konuları görüşmek için yapılan ‘istikşafi’ görüşmeler vardı. Bunlar özellikle bu ege sorunlarına ilişkin görüşmelerdi. Bunların sayısı 50’ye kadar ulaşmıştır. Bunlar da dışişleri bakanları müsteşar yardımcılığı seviyesinde yapılır. Yanılmıyorsam bu süreç hala devam ediyor. Karşılıklı atışmalara rağmen bu süreç devam ediyor fakat bu sürece verilen siyasi ağırlık ne Yunanistan’da ne de Türkiye’de yeterli değil. Bu belli bir rutin egzersizinin sürdürülmesi gibi devam ediyor. Sorunların çözülmesi için tarafların karşılıklı siyasi iradesini yansıtan bir süreç olarak değerlendirilmiyor."