Alınan karar doğrultusunda, bundan sonra pazartesi günleri toplanacak MYK’nın basın açıklamasını, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan’ın yurt dışında bulunması nedeniyle Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek yaptı.
'ÇOK BÜYÜK TALİHSİZLİK'
Genel Başkan Yardımcısı Erkek basın açıklamasında özetle şunları söyledi:
Bizim bildiğimiz kadarıyla ve milletimizin de bildiği kadarıyla metal yorgunluğu AK Partinin kendi içindeki bir yorgunluk. Bu açıklama, yani 'biz metal yorgunluğunu Afrin harekatıyla birlikte dirilişe çevirdik' açıklaması çok talihsiz bir açıklama. Şehitlerimize büyük saygısızlık, onu vurgulamak istiyorum. Afrin harekatı Türkiye’nin bir harekatıdır herhangi bir siyasi partinin harekatı değildir. Afrin şehitlerimizi de bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle anıyoruz.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylar son derece üzücüdür. Öncelikle şunu söyleyeyim, üniversitelerde, bilim yuvalarında, okullarda her türlü şiddete karşıyız. Boğaziçi üniversitesinde birileri Afrin şehitlerimiz için lokma da dağıtabilir, bu çok doğaldır. Biz de dağıtıyoruz, herkes dağıtıyor. Bu tip etkinliklere müdahale edilmesini asla doğru bulmuyoruz. Ama bu müdahale sebebiyle siz üniversite öğrencilerini, toplumu ayrıştırma gayretine girmemelisiniz. Anayasamızda güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden en önemlisi herkesin vicdan ve kanaat hürriyetine sahip olduğudur. Bir insan komünist de olabilir, kapitalist de olabilir, sosyal demokrat da olabilir, liberal demokrat da, muhafazakar demokrat da olabilir. Çünkü insanlar düşünce ve vicdan hürriyetine sahiptir ve hiç kimse düşüncesinden ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Ve hiç kimseye hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan terörist, vatan haini diyemezsiniz. Anayasamızın 15. maddesinin son cümlesinde vurgulandığı gibi 'suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.' Devletin en tepesindeki bir kişinin üniversitedeki bir olayı bahane ederek toplumu bu derece ayrıştırması, kutuplaştırması, insanları düşüncelerinden dolayı, görüşlerinden dolayı, ideolojilerinden dolayı ötekileştirmesi ve yok etmeye çalışması bize toplumsal barışı getirmez.
Ama bir kez daha vurguluyoruz Afrin harekatı ve Türkiye’nin mücadelesi bir siyasi partinin, bir kişinin mücadelesi değildir. Suriye’de çok uzun yıllardır yürütülen yanlış dış siyaseti bizim ordumuz kanıyla, canıyla büyük bedeller ödeyerek düzeltiyor. FETÖ’yle birlikte bu iktidar Türk Silahlı Kuvvetlerimize, ordumuza kumpaslar kurmasına rağmen, o kumpaslar ile demokrasiye bağlı, bu vatana bağlı yurtsever subaylar hiçbir suçları olmadığı halde yıllarca cezaevinde tutulmasına rağmen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarsızlaştırılmasına rağmen Silahlı Kuvvetlerimiz dimdik ayaktadır. O yüzden ordumuza müteşekkiriz ama bu mücadelelerin ve Afrin’in oy uğruna iç siyasete malzeme edilmesini de şiddetle kınıyoruz.