İngiltere'de yaşanan olayda Rusya'nın rolü olduğuna dair hiç bir net kanıtın bulunmadığına işaret eden Özülker "Konunun en kilit kısmı, İngiltere'de yaşanan bu olayın sorumlularının henüz netleşmemiş olması; bu olayın Rusya tarafından yapılmış olduğuna dair herhangi bir somut karar çıkarılabilmiş değil. Kaldı ki zehirlendiği söylenen bu kişi, uzun süredir İngiltere'de oturmakta. Niçin şimdi böyle bir durumla karşılaşmış olduğunun sorgulanması lazım. Başka bir deyişle, ‘Şayet Rusya bunu yapmayı düşünmüş olsaydı, bunu geçmişte de yapabilirdi' diye düşünenlerin sayısı az değil. Dolayısıyla, bu mesele daha henüz kanıtlarıyla netleşmiş değil" dedi.
İngiltere ve Rusya arasındaki bu sürece ABD'nin sert tedbirler alarak müdahil olmasının da sorgulanması gereken bir husus olduğuna işaret eden Özülker "Süreçle ilgili bir başka önemli husus daha var. O da, İngiltere ve Rusya arasındaki ABD'nin neden bu sürece Seattle'da bulunan Rusya Konsolosluğu kapatma kararı da dahil olmak üzere sert tedbirler alarak dahil olmuş olduğudur. ABD, Rus diplomatları neden sınır dılı ediyor? Bu hangi gerekçelere dayanıyor? Bunları iyice düşünmek lazım. Benim şahsi kanaatim, çok büyük bir ihtimalle Pentagon'un yayımladığı strateji belgesinde de işaret edildiği gibi ABD'nin gerilemekte olan rekabet gücünü kazanmak için Rusya ve Çin'le daha sert bir rekabete girme yönündeki çabası" ifadelerin kullandı.
Özülker "Benim görebildiğim kadarıyla her iki taraf da silahlanma yarışını ön plana çıkarıyor. Yakın zamanda ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Lideri Vladimir Putin'i seçimi kazanmasının ardından telefon ederek tebrik etti ve bu çerçevede silahlanma yarışına son verilmesi için görüşülebileceğini de söyledi. Ancak Pentagon, buna çok riayet edebilecek gibi görünmüyor. Onlar farklı bir tutum içine giriyor" dedi ve şöyle ekledi:
"Bu dünyada, ABD başta olmak üzere Batı ve Rusya arasında girişilmiş olan yarışın geldiği son noktadır. Bu karşılıklı bir bilek güreşidir. Bu bilek güreşi, Soğuk Savaş'a dönüş alametleri barındırmaktadır. Ve bu süreç, ne tarafından bakılırsa bakılsın, dünya için riskli ve arzu edilmeyen bir gelişmedir."
Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isim olan Emekli Büyükelçi Bilhan da, ABD'nin İngiltere-Rusya gerilimine dahil oluş biçiminin, ABD'nin içerde yaşadığı çalkantılı dönemin bir sonucu olduğuna işaret etti. Bilhan "Yüksek oranda bir destekle yeniden başkan seçilmesinin ardından Putin, Rusya'daki gemleri tamamen kontrol altına almış durumda. Ve Rusya ve Batı arasındaki süreç gerilim noktasına geldi. Bunda, Trump'ın çok sıkıntılı bir dönemden geçmiş olması da rol oynuyor. Zira Trump hakkında tahkikat da devam ediyor. ABD, çalkantıların yaşandığı ve Trump'ın gücünün sınandığı bu dönemden geçiyor. Amerikan iç politikası çalkantılı gidiyor ve sürecin nereye varacağını ön görmek zor. Ancak yaklaşan ara seçimde demokratlar, Cumhuriyetçilerden daha çok oy alabileceği şeklinde bir öngörü var. Bu süreç de Amerikan dış politikasına yansıyor. Zira, Trump'ın başarılara ihtiyacı var ve ihtiyacı olduğu bu başarıları da sertleşerek elde edebiliyor. Çünkü hamaset ABD'de de çok yükseldi. Trump tipi bir yöneticide, başarı sertlik ve maçolukta aranıyor. Trump, dışarıya çok barışçıl bir görüntü verdiği takdirde, kendisine oy verenleri tatmin etmeyecek. Başarı için de sertlikten meyve almaya çalışıyor. Demokratlar, ara seçimleri alırsa dünya tablosu değişebilir" dedi.
Batı ve Rusya arasındaki gerilim sürecinin yeni bir Soğuk Savaş sürecine giden adımlar olduğuna işaret eden Bilhan "Bu süreçten herkes olumsuz etkilenecektir. Batı ülkelerine benzer olarak Putin de geri adım atmıyor. Son seçim başarısının ardından Putin'in alması olası sert tedbirlerinin Rus halkı tarafından onay göreceğini gösteriyor. Putin, Batılı diplomatları ülkeden atabilir. Bu süreçte de dünyayı yeni bir Soğuk Savaş sürecine götürebilir. Konjonktür iki taraf için de sert tedbirleri gerektiriyor. Bu saatten sonra iki taraftan birisinin yumuşaması sürpriz olur" ifadelerini kullandı.