RF seçimleri öncesi Rusya’daki son durumu, ekonomik ve toplumsal meselelere dair tartışmaları ve Batılı ülkelerle en son Skripal olayı üzerinden yaşanan çekişmeleri, Moskova Devlet Üniversitesi’nden Dr. Kerim Has ile konuştuk.
‘PUTİN MEŞRUİYETİNİ PARTİ EKSENİNDE KURMAK İSTEMEDİ’
Kerim Has’a göre RF Devlet Başkanı Putin, seçimlerde meşruiyetini parti ekseninde kurmak istemediği ve kendisine yönelik destek Birleşik Rusya Partisi’ne olan destekten fazla olduğu için bağımsız olarak aday oldu. Has, Putin’in dördüncü kez adaylığının en başta Rusya için ‘istikrar anlamına geldiği’ değerlendirmesini yaptı:
‘KIRIM’IN İLHAKIYLA AYNI GÜN SEÇİM OLMASI SEMBOLİK ÖNEMDE'
Has, Rusya’daki seçimlerin Kırım’ın ilhakıyla aynı güne denk getirilmesinin Rusya’daki sembolizm açısından önemine dikkat çekti. Putin’in ‘toplumun tek adayı’ konumuyla ‘siyasi liderlik sergilediğini’ belirten Has, altı yıllık yeni dönemde ise RF’nin ciddi ekonomik yapısal reformlara ihtiyaç duyacağını vurguladı:
‘MİLLİYETÇİLİK RUSYA’NIN ZAYIF KARNI, RUSYALILIK ÖN PLANDA’
Has, Rusya Federasyonu toprakları üzerinde 200 civarında milletin yaşadığını hatırlatarak, milliyetçiliğin Rusya’nın zayıf karnı olduğu yorumunu yaptı ve ‘Rusyalılık’ kimliğinin daha fazla ön plana çıkmasının arkasında da bunun yattığını söyledi:
‘YAPTIRIMLARA RAĞMEN EKONOMİ GELİŞİM GÖSTERDİ’
Putin’in iktidara geldiği dönemle karşılaştırıldığında Gayri Safi Milli Hasıla açısından 16-17 kat artış yaşandığını ve tüm yaptırımlara rağmen Rus ekonomisinin ciddi gelişim gösterdiğini söyleyen Has’a göre Rusya’nın kendisini dünya sahnesinde tekrardan kabul ettirmesi toplum açısından gurur kaynağı:
‘PUTİN’DEN BAŞKA EKONOMİ KONUSUNDA İYİMSER PLAN ÇİZEN YOK’
Has, başkanlık adayları arasında Putin’den başka, ekonomi konusunda iyimser bir plan çizen kimsenin bulunmadığını söyleyerek, Putin’in milli gelirin artmasını sürekli kılacak şekilde ekonomide yapısal reformlar yapması gerektiğinin altını çizdi:
‘RUSYA OTORİTER EĞİLİMLER OLSA DA DİKTATÖRLÜK OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ’
Rusya’nın otoriter eğilimler taşısa da bir diktatörlük olmadığını yorumunu yapan Has’a göre Rusya’nın Batı ile gergin ilişkilerinin olduğu, başkanlık seçimleriyle birlikte dünya kupası organizasyonun yaklaştığı ve ayrıca Suriye’deki riskli sürecin devam ettiği bir ortamda Skripal olayını gerçekleştirmesi mantıksız ve bu olayda Rusya haricindeki güçlerin senaryo içinde olması yüksek olasılık:
‘İNGİLTERE VE ABD, RUSYA İLE DİYALOG İSTEYEN KITA AVRUPASI ÜLKELERİNİ YANINA ÇEKMEK İSTİYOR OLABİLİR’
Has’a göre Avrupa’nın güvenliğinde söz sahibi olmaya devam etmek isteyen İngiltere ve ABD, Rusya ile diyalog halinde kamla niyeti taşıyan bazı kıta Avrupası ülkelerini kendi yanına çekmek istiyor olabilir:
‘SKRİPAL OLAYI SURİYE’DE BATI ÜLKELERİNİN ŞARTLARINI ZORLAMA ARACI HALİNE GELEBİLİR’
Kerim Has son olarak Skripal olayının, Suriye özelinde Batı’nın şartları çerçevesinde bir nüfuz paylaşım politikasının uygulanması için zorlama aracı haline gelebileceği yorumunu yaptı:
“Suriye’de bir şekilde PYD üzerinden bir antlaşmayla artık Suriye’deki nüfuz paylaşımı söz konusu. Benim tahminim bu olay da kullanılarak Rusya’nın Suriye özelinde Ortadoğu’da Batı’nın şartları çerçevesinde bir nüfuz paylaşıma gitmesi için zorlayıcı bir politikanın yansıması olarak kullanılabilir. Bunun bir aracı haline gelebilir. Daha geniş çerçeveden bakmak gerektiğini düşünüyorum. Diğer taraftan da İngiltere’nin planladığı 23 diplomatın sınır dışı edilmesi olayı var. Rusya, İngiltere’den daha yüksek bir tepki bekliyordu ama daha düşük bir tepki geldi. Örneğin Rus büyükelçisi de istenmeyen adam ilan edilebilirdi. Dünya kupasına kendi takımlarını göndermeyip boykot etme ve diğer ülkeleri boykot etmeye çağırsaydı büyük bir tepki olabilirdi. Belki ileride olabilir ama şu an itibariyle ifade edilen yaptırımlar Rusya’nın zararına tablo oluşturacak bir durum değil.”