'TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLER AYAKTA SAYIMA DİRENDİ'
Açıklamada, 19 Şubat 2018 saat 08.00'de Kalkandere L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu müdürü ve personelince PKK mensubu tutuklu ve hükümlülerin koğuşuna sabah sayımı için gidildiği kaydedilerek, şöyle devam edildi: "Hasta ve yaşlılar dışında sayımın iç yönetmelik hükümleri doğrultusunda ayakta yapılacağı bildirilmiştir. Bu bildirim üzerine bir kısım tutuklu ve hükümlülerin 'Biz yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. İşkenceci devlet, baskılar bizi yıldıramaz, insanlık onu işkenceyi yenecek.' şeklinde slogan attıkları tespit edilmiştir. Tutuklu ve hükümlülerin yapılan tüm uyarılara rağmen sloganlarına devam edip ayakta sayım vermemek için direnmeleri üzerine kurumun güvenliği ve sayım düzeni için orantılı güç kullanılarak tutuklu ve hükümlüler bulundukları koğuşlardan çıkarılmıştır."
'BAŞINDA, KOLUNDA YA DA BURNUNDA KIRIK OLAN HERHANGİ BİR TUTUKLU YOK'
'OLAYLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI'
Açıklamada, olayla ilgili Kalkandere Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatıldığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Kalkandere L Tipi Ceza İnfaz Kurumu tarafından ise gerek kurum personeli gerekse tutuklu ve hükümlüler yönünden idari soruşturma başlatılmıştır. Yine aynı gün saat 10.30 sıralarında Kalkandere L Tipi Ceza İnfaz Kurumuna giriş yapan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan'ın, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 46. maddesi uyarınca araması yapılmak istendiği sırada görevli memurlara direnmesi nedeniyle orantılı güç kullanılarak araması yapılarak koğuşa alındığı tespit edilmiştir. Bu olay nedeniyle de Mehmet Arslan'ın doktor raporu aldırılmış, olayla ilgili gerekli adli ve idari soruşturma başlatılmıştır."
'PKK MENSUBU HÜKÜMLÜLER ASILSIZ İDDİALARLA KURUMU BASKI ALTINA ALMAYI AMAÇLIYOR'
'Kalkandere L Tipi Ceza İnfaz Kurumundaki PKK mensubu tutuklu ve hükümlülerin asılsız iddialarla kurumu baskı altına almayı amaçladığı' savunulan açıklamada, "Ceza İnfaz Kurumunda tüm kurul ve uygulamalar insan onuruna uygun şekilde ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri dikkate alınarak uygulanmaktadır. Kamuoyunda oluşturulmaya yönelik bu tür algılara itibar edilmemesi gerekmektedir" ifadesi kullanıldı.