'ANLIK DEĞİL, ACI ÇEKTİRE ÇEKTİRE'
Dilekçede özetle şöyle denildi:
“Ölüm olayının olması bile başlı başına cezaevi görevlilerinin kusurunun göstergesidir, ölüm anlık bir hareket değildir. Ulaş’ı ölüme götüren süreç düşünüldüğünde idare bu duruma bilerek göz yummuştur. Bilmiyor ise o halde durum yine cezaevi açısından daha da vahimdir. Görevlilerin varlığı yokluğu belli değildir, cezaevini koğuş mesulleri yönetmektedir ya da onları cezaevi idaresi yönlendirmektedir. Ailesi, Ulaş’ın bedenini teslim aldıklarında, onu defnederken bedenindeki izleri görmüşlerdir. Onun işkence edilmiş vücudu ile karşı karşıya kalmışlardır. Gazetelerde ve internette katillerden birinin Ulaş’a duyulan kin ve nefreti, öldürmenin şeklini dinlemişlerdir. Ölüm anlık değildir, acı çektire çektire olmuştur.”
NE OLMUŞTU?
Balıkesir Kepsut Cezaevi’nde kalan ve psikolojik sorunları olduğu ifade edilen Ulaş Yurdakul, sürekli altını ıslattığı iddiasıyla koğuş temsilcisi ve adamları olduğu ileri sürülen 8 kişi tarafından geçen yılbaşı linç edilerek öldürüldü.
Olay Yurdakul'u linç eden mahkumlardan birisi olan İbrahim Armağan'ın annesi ile yaptığı telfeon görüşmesi ile ortaya çıkmıştı. 8 kişinin karıştığı linç olayında telefon görüşmesi kayıtlara şöyle yansımıştı:
Anne: Kimlerden?
Armağan: Batmanlı (küfrediyor) biri öldü gitti. (Yine küfrediyor) teröristi…
Anne: Polis ne yapıyor?
Armağan: (Küfrediyor) O da paket, o da var olayın içinde. Sekiz kişi varız. Serkan abi ‘Ben yaptım’ diyor. Serkan abim, Allah razı olsun, alıyor üstüne. Bakalım… Serkan abi yırttıracak bizi de biraz uğraştıracak bizi.
Anne: Olsun bakalım, sağlık olsun ama karışmayaydınız iyiydi oğlum be…
Armağan: Ya askere git, askere git dedin. Millet dağda öldüremiyor teröristi, biz burda öldürdük işte, daha ne istiyon.
Anne: Yani…
Armağan: Allah'ın teröristi.