00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
HABERLER
19:00
14 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0

Gazeteci Yıldız: 28 Şubat davasındaki yargılama konularının darbeyle alakası yok

02032018 - Seyri Sabah.mp3
Abone ol
Gazeteci Müyesser Yıldız, Seyr-i Sabah programında 28 Şubat davasındaki son durumu ve hukuki süreçlerde yaşanan sorunları değerlendirdi. Yıldız, yargılanan konuların hükümete darbeyle alakası olmadığını, bu yüzden yargılanan kişilerin ağırlaştırılmış müebbetle yargılanamayacağını dile getirdi.

Müyesser Yıldız, 28 Şubat davasını yakından takip eden, 101 duruşmanın 98'ini izlemiş bir gazeteci. Yıldız; sivil davaların zaman aşımına uğramasından Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) aslında gün içinde gazete okuyup bunları raporlayan birkaç kişiden oluşan ekip olmasına, bunun bir darbe davası olmaktan çıkmasından, cumhurbaşkanı ve başbakandan talimat almasına kadar aksayan tüm yönlerini Seyr-i Sabah programında değerlendirdi:

Recep Tayyip Erdoğan - Sputnik Türkiye
Erdoğan: Türkiye 28 Şubat'ın da üstesinden gelmeyi başardı
'28 ŞUBAT DAVASI SAVCISI FETÖ'DEN TUTUKLU VE İÇERİDE'

"6 yıldır devam eden bir dava bu. Bunun iddianamesini hazırlayan savcı FETÖ'den tutuklu. Bu belgeleri getiren kişinin FETÖ'cü olduğu ve firar ettiği ortaya çıktı. Belgelerin sonradan tanzim edildiği, gerçekte delil diye dosyaya konanların delil olmadığı bilirkişi raporlarıyla tespit edildi. Buna rağmen savcı toplam dört celseye katıldıktan sonra bu mütalaayı verdi. Dosyaya ne kadar vakıf değerlendirmelerinize bırakıyorum.

Başta Mesut Yılmaz olmak üzere o dönemin en kilit iki ismi Meral Akşener ve dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'dı. Her ikisi de geldi ve tanıklık yaptı. Her ikisi de bunun bir darbe olmadığını söyledi. Bir tek Tansu Çiller buna darbe dedi, çünkü yeni hükümet kurulurken başbakanlık görevi ona verilmedi.

Şevket Kazan partisinin en önemli ismi. Sonrasında Şevket Bey'in bu ifadesini yaşlılığına vererek geri aldırmak istediler. Rahmetli Necmettin Erbakan'a boncuk boncuk terlettirilerek imzalatıldığını söylendi. Ama bizzat Tansu Çiller'in ona mecliste imzalattığı ortaya çıktı.

Velev ki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararı yanlıştı. Bunu uygulamaya koyan bir yığın bakan, emniyet müdürü, bürokrat ve vali var. Neden sadece Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) öne sürülüp suçlu bulunuyor?

İddianamede mahkumiyet istenen şu nokta var çok enteresan: TSK, cemaat mensuplarının ordudan atılmasına neden oldu deniyor. Bir yandan Türkiye'de ordudan FETÖ'cüler temizlenmeye çalışılıyor, öte yandan 28 Şubat davasında FETÖ'cüler ordudan neden atıldı diye soruluyor. Çok büyük bir çelişki bu.

Binali Yıldırım - Sputnik Türkiye
Yıldırım: 28 Şubat'ı unutturmayacağız
‘DURUŞMANIN SİVİL AYAĞI ZAMAN AŞIMINA GİRDİ'

Ne kadar istismar edildiği ortada. Sivil ayağı 20 yıl geçtiği için zaman aşımına girdi. Eğer bir kesimi tatmin etmek için değilse bu demeçlerin amacı, Mustafa Bilgili yani tutuklu savcı sivil ayakla ilgili de iddianame hazırlanmıştı ama devreye girmedi. Bilgili'nin 4-5 sene önce hazırladığı iddianameyi yürürlüğe koyar ve zaman aşımından kurtarırlarsa ilerler mi bilmiyorum. Bunun ne kadar hukuki olacağını da bilmiyorum. Bu çelişkileri gidermek için Bilgili'yi serbest bırakmaları ve iddianameyi de ona vermeleri gerekir.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı açıklamalarına gelince… Duruşma hakkında fikirlerini söyleyebilirler ama onlar devam etmekte olan bir dava için hüküm veriyorlar. En ağır cezayı alacaklar dediler. Ben olsam Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını heyetin önüne koyar ve böylesi durumda savunma yapmanın anlamsız olduğunu söylerim.

‘BÇG ADI VERİLEN OLUŞUM GAZETEDEKİ HABERLERİ OKUYAN BİR GRUP ASKER'

Net olarak o zamanki adıyla cemaatin o zamanki askeriye içinde nasıl bir hedefi ve yapılanması olduğu o kadar net bir biçimde anlatılmış ki halen şu andaki iktidar FETÖ ile mücadelede bilançoyu verirken o zamanki rakamları veriyor. Cemaatin bu yapılanmaya hazırlanmasını fişleme olarak veriyorlar. Fişleme suçtur diyorlar. Biz, bugünkü yasama ve durumla o dönemi sorgulamaya çalışıyoruz.

Bu çalışmaları yapanlar TSK değil Milli İstihbarat Teşkilatı'dır. Dosyada bunlar var. Eylül-Ekim 1996'da dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'e ilk brifingi verenler MİT'tir. Genelkurmaya da bu brifing veriliyor. Ondan sonra 28 Şubat 1997 MGK'sı yapılıyor. Bunlar suçsa o dönemin istihbarat teşkilatından da hesap sorulması gerekiyor.

Batı Çalışma Grubu illegal bir yapılanma olarak niteleniyor. Koca bir örgüt gibi sunuluyor ama toplam 15-20 kişiden oluşan, ki adam olmadığı için Kara Kuvvetleri'nde bir dairede görevli kişiyi geçici görevli olarak tanımlamışlar. Bunların görevi gazeteleri okuyup televizyonları seyredip irticai faaliyet var mı diye bakmak, komuta katına bilgi sunmak. Bu tamamen yasal bir faaliyet. MGK'dan üniteler oluşturulmasına yönelik karar çıkmış, başbakanlıktan bununla alakalı genelge yayınlanmış. TSK da kendi çapında küçük bir oluşum kurmuş. Uzman kişi değil bunlar. Yaptığı tek iş gazete okuyup haberleri izleyip komuta kademesine rapor hazırlamak."

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала